Gökyüzüne Açılan Eller
Tenha bir dağın sessizliğinde dururum,
Rüzgar saçlarımı okşar, taşlar ayaklarımın altında serin.
Ellerim göğe açılır,
Ve kalbim, içimdeki derin boşlukta, ilahi bir huzurla dolar.
Gecenin koynunda yıldızlar fısıldar,
Kainatın sessiz dilini çözmeye çalışır gözlerim.
Her nefes bir dua, her düşünce bir teslimiyet,
Ve ben, tüm varlığımın sınırlarını unutmuş, sadece varım.
Mağaranın soğuk duvarları sarar beni,
Ama içimde bir sıcaklık, bir ışık vardır;
Sanki her taş, her gölge, ilahi bir rehberin dokunuşu gibi,
Ve ruhum, bu sessizlikte yeniden doğar.
Zamanın sesi yok, sadece varlık var;
Geçmişin yükü, geleceğin kaygısı silinir.
Her şey olduğu gibi kabul edilir,
Ve ben, ellerim göğe açılmış, huzurun derinliğinde kaybolurum.
Rüzgarın melodisi, yıldızların bakışı,
Hepsi birer dua, birer hatırlatma…
Ve ben, küçük bir varlık olarak,
Ama tüm kainatla uyum içinde, sessiz bir şükürle dururum.
Ay ışığı mağaranın taşlarını öper,
Ve gölge ile ışığın dansı içimi doldurur.
Her karanlık köşe bir sır taşır,
Her sessizlik, ruhuma bir ilham verir.
İçimdeki boşluk, artık korku değil, huzurla dolu;
Kalbim atar, ama telaş yok, sadece ritim var.
Her düşünce bir dua, her his bir teslimiyet,
Ve ben, varlığımın anlamını sessizlikte bulurum.
Dış dünya uzak, önemsizleşir;
Sadece bu an, sadece bu nefes gerçek.
Ellerim göğe açılır,
Ve içimde bir dinginlik, yıldızlar kadar sonsuz ve saf.
Rüzgar taşlara çarpar, yankılar mağarayı doldurur,
Ve ben, o yankılarda kendimi bulurum.
Her adım, her nefes bir meditasyon,
Ve ruhum, ilahi huzurun kucağında dinlenir.
Gün doğarken, sessizlikle birlikte,
Kalbim şükürle dolup taşar.
Ellerim göğe açılır,
Ve ben, tüm kainatla uyum içinde,
Sessiz, huzurlu ve tamamlanmış bir varlık olarak dururum.
Kayıt Tarihi : 10.10.2025 11:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!