Yağmur oluklarının dibinde bekledim,
Bir damla mutluluk için.
Oysa heryere yağar
Sanmıştım bu yağmur.
Yakalarım kalkık,
Yüzümde bir şamar...
Doğarken kulağımıza,
Musallada ölümüze,
Beş vakit üztümüze
Okunur Ezan.
Yaratan yaratmış,
bak oğul, bu dünya, bu su, bu hava, bu ağaç ve de bu toprak. Toprağı iyi bil, tanı, sev. Geliş ve Gidiş onun aracılığıyladır. Nurlu hamurunda o var, toprak. Dilerim ki Yaradandan her daim toprak gibi olasın. Bereketli, yaygın, Cenab-ı Hakkın verdiği tüm nimetleri üzerinde taşıyasın. cömert olasın, asla cimri değil. savurgan olmayasın, gerektiği kadar. Her mevsime, şarta dayanıklı olasın. Sudan havadan faydalanasın.
Gökten aldığını paylaşasın etrafındaki taze çiçek ve dallarla. İz sürdüresin ardından bırakacaklarınla. Bilgin toprağın sabitlediği dağlar, şefkatin ağaçların gölgesi gibi olsun inşallah oğul.
Benim beceremdiğim, Toprak gibi sabırlı olmayı, sen becerebilesin inşallah. O'nun gibi hep sağlam, yağmurda başka, karda başka kokasın. Birileri sana dokundu mu, yanaştı mı sana, onalar huzur veresin. Ve bu hayatta en çok seveceğin yarenini, evlatlarını toprak gibi sarasın kucaklayasın, koruyasın. Ve beni hiç ama hiç unutmayasın, çürütsen bile zihninde etlerimi, silüetimi kemiklerimi, gönlünde hatıramı hep saklı tutasın ey oğul! ! !
17/06/2011 11,29
Bir kent kur içinde
Benim için.
En dar sokaklarına, adımı ver,
Kimsecikler girmesin.
Siyah beyaz fotoğraflarımı as
hiç kimseyi seni özlemek kadar acılı özlemedim ben. yetmemiş 18 sene senle geçen bu benliğime. tam aklım erdi seni idrak edecektim, sensiz kaldım. dalından düşen elma gibi geri dönmeksizin düştün dalımdan. tutamadım seni. o sabah nasıl da aklımdan hiç çıkmaz. ağır bedenin iflasını açıklayan ağzındaki kanlar...kollarıma yüzüme bulaşan kanlar...üzerine dağ devrilmiş bir fidan gibi kala kaldım yığının altında... senelrce boşluk aralık aradım durdum günyüzüne çıkmak için. tam buldum derken bir daha devrildi üzerime hem de 5 sene sürdü devrilmesi, ezdi ezdi ezdi beni.. -babam-
oysa ki her doğan günde senin güneşinle uyanmaktı hayalim... yüzümü senin dualarınla yıkamak istedim ben, saçlarına kurulanmak, dizlerinde uyumak istedim ben. bir şiir okuyalım istedim beraber, şarkılar söyleyelim, gülelim ağlayalım istedim. banu lara ebrulara gidelim haftasonları, akşamları, şen şakrak dönelim istedim evimize.
pazar sabahları kahvaltı da gazetelerden politikacılara beraber sövelim istedim. pazara gidelim, torbalarını taşımak istedim.
vay anasını be ne çok şey istemişim öyle değil mi? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?
Sparta'da bir bebektim,
Uçurumlardan aşağı...
İsteyerek mi sakat doğdum ki,
Yaradan böyle yarattı.
Bunu bilseydim ve sorulsaydı
Yağdı hüzün.
Bir anda iliklerim ıslandı
Titriyorum...
Dallı budaklı bir şey değil,
Bu içimde biten,
Akşam,
Yumak yumak dökülüyor
Avuçlarından...
Ben uyuyorum,
Düşlerimde sen.
Şiir gibi yazıldı ömrüm
Anaydı, Yar'dı,Yaradan'dı
Diye diye hayatı bitirdi ömrüm.
Gün oldu sevdadan, gün oldu kederden,
Güftesi değişti, bestesi kaldı...
ben bu coğrafyada daha önceleri de yazılar yazıp,seslendim kendi içime. ve bir kez daha kalemimle çalıyorum kapısını "içimin köşkü"nün! İçeri buyur et beni, n'olursun!
gün gibi batıyor,bu geniş ova.
sigaramın dumanı gibi ince, lakin derin,
bir sızıdır bu hasretlik sana,
içimden tüten...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!