Kapın bana açık mı? Gelebilir miyim?
Ah o gözlerini bir görebilir miyim?
İzin var mı bitanem gönül kapından;
Nameler dökerek girebilir miyim?
Döküldüm tane tane toprağa yağmur damlası gibi,
Belkide koştum toprağa varmak isterken.
Toprağın sen damlanın ben olması gibi,
Cansızdım havada topraktaki hayatı beklerken...
Dağlar ardındasın sana değebilsem,
Dağlar aşıp yanına gelebilsem.
Gözüm kapadım mı seni görürüm;
Gözüm açtığımda da seni görebilsem...
Bir gün gelse görsem seni,
Şu tenime sürsem seni,
Aşık olan şu gönlüme;
Nakış nakış örsem seni...
Yok uyku bu gece uyumak yok bana,
Yazı, kelime, dörtlük sana, hep sana,
Anlatayım görmeden şimdi şu halini,
Gözümde canlandırayım o güzel cemalini.
Gözlerinden bahsedeyim o güzel gözlerinden,
İçinde 'ben' olan o özel gözlerinden.
Alsa beni burdan bir sihirli el;
Şu engin dağları aşsa götürse.
Kabaran şu deniz olsa bir sel;
Alsa gül yüzlü yare taşsa götürse...
Bir ip uzattım gönlüne, keser misin? Bağlar mısın?
Seni seven bu gönlü, sever misin? Dağlar mısın?
Sabret gönül sabret zaman ne gösterecek;
Yare haber ettiğim, gün güler misin? Ağlar mısın?
Yazacağım şimdi üç dört satır gül için,
Aşkıyla yanıp tutuşmuş bu gönül için,
Kuvveti buldu gönüller bu aşkımızdan;
Gücüne güç eklemiş bu herkül için...
Rabbim herkülde gücü bileğe vermiş,
Sen beni, ben seni seviyorum çok çok,
Sorarsan 'niye' cevap veremem yok yok,
Seni bana, Beni sana aşık eden;
gönülden gönüle giden sihirli ok ok...
Dağlar sıralı bir kum tepesi,
Bulutların suratında hüzün,
Üflesem versem dağlara nefesi;
Dağılsa kumlar görünse yüzün...
Bir gündüz yüzünü öpsem, okşasam,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!