Göçmüş Bir Kent İçin Sonnet

Hilmi Yavuz
105

ŞİİR


78

TAKİPÇİ

Göçmüş Bir Kent İçin Sonnet

bir kent, ayaklanmış, yürüyor sana doğru;
onbinlerce yalnızlık... eprimiş ama kesif;
aynalar aynalardan ürker olmuşken, soru
şu: ‘ben neden, biraz tuhaf, benden daha obsessif

bir
..........
..........

Hilmi Yavuz
Kayıt Tarihi : 25.8.2001 21:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hikmet Çiftçi
    Hikmet Çiftçi

    Gecenin bu saatinde ancak bir iki noktaya değinebiliriz sanırım.
    Onur Bilge Hanıma ve Sayın Sinyali’ye katılmamak mümkün değil. Yani şiirde bile “biz hem şarklı, hem garplıyız” mı denmek istenmiş.
    Perhiz ve turşu…
    Uyak olsun diye cümleleri kesip, kırpıp, “yırtma yapıştırma” yapmak şiir oluyor muymuş?
    Ben fazla okumadım, Yavuz şiirlerini. Ancak okuduklarımdan çok çok güzel olanlar vardı. Sone’ye uydurmak için kırpıştırılmış dizeler ve noktalamalarla işi kotarma anlayışı.
    Benim için çok fazla bir değer ifade etmemiş.
    “Böyle yapmayın, sizler daha çok emek sarfedin ve daha doğrusunu yazın” dedirten olumsuzluk örneği…

    Sevgi ve saygılarımla…

    “GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”

    Cevap Yaz
  • Kamelya Demir
    Kamelya Demir

    eprimiş ama kesif...

    Cevap Yaz
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin

    Hilmi Yavuz'un 'Ayna Şiirleri'nden bir örnek. Sinyali dostumuzun dediği gibi İngiliz sonesi tarzında yazılmış. Ancak ilk 12 dizenin tek bir bend olarak kaydedilmiş olması gerekirdi ki aslı da böyledir. Son iki dizeden oluşan bend ise diğer bütün sonelerinde olduğu gibi şiirin ağırlığını taşıyor. Adeta bir aynanın kaidesi (üzerinde durduğu ayak) kadar sağlam ve güçlü. Güzel bir seçimdi. Teşekkürlerimle...

    Cevap Yaz
  • Mustafa Şahin
    Mustafa Şahin

    Aynaya bakan insan, kendisini görür.Kendisi ve 'ayna ile' barışıksa kendini 'tuhaf' görmez,göremez! Doğaldır ki, 'şiirin' sanat yönünü vurgulamış 'şair.' Herkese selam,saygı ve sevgilerimi sunuyorum.Dostça.(MŞ).

    Cevap Yaz
  • Onur Bilge
    Onur Bilge

    Gazetecilikten alışıla gelinen bir ifade tarzı dizelere bölünmüş. Şiirden çok bir köşe yazısı... Noktalamalarla işi halletmeye çalışmış.

    Konu da gazetelerin malzemesi...

    Şu üslup demnilen şey nasıl yapışır, siner insanın diline! O dili koparmayınca çıkmaz! O zaman ne olmalı? Herkes bir ucundan tutmalı ki edebiyat kurtulsun! O yazısını yazsın, bu şiirini... Öyle diyorum ben.

    'Obsessif' e gelince ben de takıldım. Şiir orada durdu, gitmiyor! O menhus sözcük dolaştı ayağına, yürümüyor. Telaffuzu zor, zat-ı âlisi gereksiz... Beneksiz söylemler dileğiyle...

    Sevgiler...

    Onur BİLGE

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (8)

Hilmi Yavuz