Gizli Sevda Şiiri - Yorumlar

Behçet Necatigil
16 Nisan 1916 - 13 Aralık 1979
293

ŞİİR


415

TAKİPÇİ

Hani bir sevgilin vardı
Yedi sekiz sene önce,
Dün yolda rastladım
Sevindi beni görünce.

Sokakta ayaküstü
Konuştuk ordan burdan,

Tamamını Oku
  • Yasin Yıldız
    Yasin Yıldız 10.03.2011 - 10:39

    sade ve süssüz.... vermek istediği mesaj açık net... uyaksız ama düzgün... şair ve şiir....hepsi var.

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Çelebi
    Hüseyin Çelebi 10.03.2011 - 10:31

    Gizli sevda adı üzerinde velakin şairimiz eşgareye tökmüş şiir olarak güzel mahcüp olması ve hatır sorması tabi ki yanlış ilhamınız bol olsun saygılar

    Cevap Yaz
  • Hasan Buldu
    Hasan Buldu 10.03.2011 - 10:25

    İç acıtan güzel bir şiir.

    Seçkiye teşekkürler.

    Cevap Yaz
  • Canan Demirel
    Canan Demirel 10.03.2011 - 10:07

    adı üstünde gizli sevda..seviyormuş..

    Cevap Yaz
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin 10.03.2011 - 10:00

    Behçet Necatigil deyince aklıma onun en somut temalarından biri olan evler geliyor. Çünkü kadın, çocuk, aşk, mutluluk, mutsuzluk ve hatta evsizler bile Necatigil’in şiirlerinde aynı çatı altında buluşur. Şair, sıradan ve basit duran sözcüklerin ardına bir dünya görüşü sığdırır ki bu dünyanın odağı çoğu zaman bir ev, bazen tek bir odadır. O odalar ve o evler adeta Necatigil’in varoluş felsefesini yansıtır. Evler sanki canlıdırlar; insanca yaşar, insanca acı çeker, insanca mutlu olurlar. Öylesine gerçek ve bizdendirler ki, görmezden gelemeyiz bu evleri…

    Dolayısıyla günün şiiri sayfasında evlerle ilgili bir şiirini görmek isterdim doğrusu. Buraya birini ekliyorum…

    ….EVLER….

    İnsanlar yüzyıllar yılı evler yaptılar.
    İrili ufaklı, birbirinden farklı,
    Ahşap evler, kâgir evler yaptılar.
    Doğup ölenleri oldu, gelip gidenleri oldu,
    Evlerin içi devir devir değişti
    Evlerin dışı pencere, duvar…

    Vurulmuş vurgunların yücelttiği evlerde
    Kalbi kara insanlar oturdu.
    Gündelik korkuların çökerttiği evlerde
    O fıkara insanlar oturdu…

    Evlerin çoğu eskidi gitti, tamir edilemedi,
    Evlerin çoğu gereği gibi tasvir edilemedi.
    Kimi hayata doymuş göründü,
    Bazılara zamana uydular.
    Evlerin içi oda oda üzüntü,
    Evlerin dışı pencere, duvar…

    Evlerde saadetler sabunlar gibi köpürdü:
    Eve geldi bir tane, nar gibi,
    Arttı, eksilmedi.
    Evleri felaketler taunlar gibi süpürdü.
    Kaderden eski fırtınalar gibi,
    Ardı kesilmedi…

    Evlerin çoğunda dirlik düzen
    Kalan bir hatıra oldu geçmişte.
    Gönül almak, hatır saymak arama.
    Evlatlar aileye asi işte,
    Bir çığ ki kopmuş gider, üzüntüden.
    Evlerde nice nice cinayetler işlendi,
    Ruhu bile duymadı insanların.
    Dört duvar arasında aile sırları,
    Bunca çocuk, bunca erkek, bunca kadın,
    Gözyaşlarıyla beslendi…

    Çocuklar, büyük adam yerine evlerin kiminde:
    Çocukları işe koştu kalabalık aileler.
    Okul çağının kadersiz yavruları,
    Ufacık avuçlardan akşamları akan ter,
    Tuz yerine geçti evlerin yemeğinde…

    İnananların kaderi besbelli evlere bağlı,
    Zengin evler fakirlere çok yüksekten baktılar,
    Kendi seviyesinde evler kız verdi, kız aldı.
    Bazıları özlediler daha yüksek hayatı,
    Çırpındılar daha üste çıkmaya
    Evler bırakmadı…

    Yeni yeni tüterken ocakların dumanı
    Kadın en büyük kuvvet erkeğin işinde
    Erkekleri kaçtı, kadınları kaçtı
    Evler dilsiz şikâyet kaçmışların peşinde…

    Şu dünyada oturacak o kadar yer yapıldı,
    Kulübeler, evler, hanlar, apartmanlar
    Bölüşüldü oda oda, bölüşüldü kapı kapı
    Ama size hiçbir hisse ayrılmadı
    Duvar dipleri, yangın yerleri halkı,
    Külhanlarda, sarnıçlarda yatanlar…

    -BEHÇET NECATİGİL-

    “Evler ki!” şiir serimi Necatigil’den esinlenerek yazmıştım. İlham perim olmuştu o günlerde. Ev deyip de geçtiğimiz mekânın ne denli önemli olduğunu, ev hallerinin nasıl birer imgeye dönüşebileceğini anlatmıştı bana… Onlardan birini de izninizle ekliyorum. Nur içinde yatsın, şaire teşekkür ve saygılarımla…

    ...EVLER Kİ! .../ 2

    bir kırgınla
    bir küsküne muhabbet
    en uzak memleket…

    farz-ı muhal’den sayılır orda düşler…

    kendi çölünde ağlar kimisi
    kavuşmayan nehirlerin su yataklarında /
    yoktur daha cansızı solgun resimlerden /
    çatlamış göz pınarlarında matem tutan
    hüzün gecelerinden…

    geriye sarılması olanaksız bir film şeridi /
    özü kısır / özü kuru /
    fakirdir özü…

    ateşe küskün bir renk kusmuştur hayaller…

    kimdir suçun faili bilinmez lâkin /
    sanık sandalyesini seçer bir kısım evler…


    (10 Mayıs 2005) – Naime Erlaçin

    Cevap Yaz
  • Kılıç Ali
    Kılıç Ali 10.03.2011 - 09:32

    Mesutmuş, kocasını seviyormuş,
    Kendilerininmiş evleri..
    Bir suçlu gibi ezik,
    Sana selâm söyledi.

    Sana da selam şair...

    Cevap Yaz
  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan 10.03.2011 - 08:34

    eşden dosttan haber almak duyguları hatıra salmak sade akıcı.

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 10.03.2011 - 07:19

    İnsanlık hali hocam
    benimde ilk göz ağrım vardı
    adı Sabahat.
    daha ilk okul sıralarıydı
    eli elime değmedi inan
    hani Allah var
    gözlerimiz konuşudu uzaktan,
    Yanağındaki gamzesi
    birde örülü iki sıra saçları
    şimdi hatırda kalan.
    Görsem tanırım belki
    atmış yıl
    geçse de aradan.
    Göz göze gelsek utanırım şimdi inan.
    inşaallah mesuttur
    hayattadır
    gönlüne göre vermiştir Yaradan.

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin 10.03.2011 - 07:03

    Muhabbet-i hakiki, mahkum ise nisyana;
    Kalp yapışa mecaz'a, İdrak şaşa, his yana!
    Ruh inşirah beklerken, kalp isterken itminan;
    Olmayınca tüm bunlar, başlar insan isyana(!)

    Hekese hayırlı çalışmalar.

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 10.03.2011 - 06:52

    Sabah-ı şerifleriniz hayrolsun efendim.
    Masumane yazılmış bu şiiri beğendim.

    Necatigil sınavı oyunu bitirmiş gitmiş.
    Bense uzatmaları oynuyorum.
    Gol atma peşindeyim
    Kaç dakikam var
    İnanın ben de bilmiyorum.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 36 tane yorum bulunmakta