Son bakış ufuklara doğrudur
Kendinden emin ayrılırken bu kıyılardan
Artık sana ait hiçbirşey yoktur
O dalgın liman kuşlarından ve
Sersemlemiş bir kelebekten başka
Benimkisi kırık bir aşk hikayesi.
Yolun yarısını boşa yaşayıp,
Geri kalanını dolu geçirmenin acelesi.
Bir sabah uyandığında, güneşin parlaması,
Uğrunda şiir yazacağın bir kadının
Bir kez daha yaşamak istemedi bunları
Yüzünde kilitlenmiş bir kahkaha, hep gülüyormuş gibi
Acır aslında diğerlerine yüreğinin içinde kalır pıhtılar
İnceler duru tavan kirişlerini ama onun karmaşasında değildi.
Onun güldüğü bu kirişlerin, bu taşıma araçlarının
Bir kuş olsamda göklerde mi uçsam?
Yoksa bir böcek gibi topraklarda mı yaşasam?
Ta.. uzaklara, bilinmezliğe, sessizliğe, yanlızlığa gitsem.
Uzaklaşsam herkesten, herşeyden.
Yok oluversem bir anda kaybolup gitsem bu yerlerden.
O zaman anlarlarmıydı beni sevdiklerim acaba?
Deniz daha hırçın bugün, akşam daha puslu
Dalga dalga olmuşuz da ölüyoruz şimdi
Oysa bir çınarın son solgun yaprağı olsak da
Süzülsek yavaşça aşağıya umutlarımızdan soyunarak
Yaralı kuş gibi çırpınan ruhlarımız bekliyordu
Bizi alıp götürecek olan meltemi
Hislerimi alsam da bir demet buse yapsam, gözlerinde gözlerim.
Nefesimi alsam da bir daha bırakmasam, teninde dudaklarım.
Ellerimi alsam da yakalasam, zilfinde sevinç meltemi baharın,
Bir haykırsam da cihan duysa feryadım, ebedi aşkım,
Seher Yıldızım.
Yaşlı martı rahatsız oldu sigaradan.
Deniz toprağımı yedi.
Bir askerin tahta bavulu kıyıya çarptı.
Bense sadece bir gözüm şu an kayalıklarda.
Bakire kalmış bu doğa parçasına,
İnançsızlık dolu denizin maviliği
Temiz bir ibadetin gizli kalmış somurtkanlığı gibi
Neye inanacağını şaşırmış aynı zamanda
Ona bel bağlayanlara inanmalı ya da boşvermeliydi kısaca
Sorulsa belki de hiç karar vermeyecekti
Onun bildiği tek gerçek olan gerçek ise
Uçmayı öğretin bana, uçmayı
Özgürlüğü tatmalıyım bulutlarda
Yağmur dolu şarkılar dinlemeliyim hüzünle
Kötülerden yüksekte, mağrur bakmalıyım insanlara
Soyut olmalıyım, çıplak ve ruhum kanatlarımda
Uçmayı öğretin bana, ya da çabucak düşmeyi.
Savurduk kanatlarımızı Ekim ayının ilk günlerine
Gök mavisiyle, çimen yeşilinin harma olduğu denizin üzerine
Yorulup uçmaktan uzanıverdik bulutlara
Sırtımızı çam korusuna dayadık ve içimize çektik mis kokusunu
Bir tarafta Maramara Denizi, bir tarafta Tekirdağ ve Kumbağ kıyıları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!