“gözümüzden gönlümüze intikal edişine
Fâtiha’lar ve şiirler biriktiriyorum…”
gidiyor musun baba
gidişinle kırılıyor hatıraların çerçevesi
ocağımız direksiz
nazireler suskun şimdilerde…
gidiyor musun baba
sevdalanma yaşı değildi belki
gönlünü uzaklara kaptırdığın yaş
bil ki yetiştirdiğin güllerin
kokusu bile soluk bugünlerde…
gidiyor musun baba
hayat ne de renklendirmişti
siyah beyaz fotoğrafları
tüm yeşillerine ayaz vurdu
dalındaki dikene bile hasret kaldım şimdilerde…
gidiyor musun baba
varlığına bir zeytin dalı uzattım
yokluğun
yüreğimi hüzünle kınalamaya başladı bugünlerde…
artık ne mum dizilir şamdanlara
ne de pervaneler döner yüreğimde…
gidersen fakirdir hanemiz
yoksa gidiyor musun baba
varlığınla mücadelende tanıdım
vefayı da vefasızlığı da
yokluk peçesini yüzüme asma
sensiz beni tanımaz aynalar
n’olur baba, bizi yalnız bırakma! ...
ve gittin
tarih 24 Ocak 2008
kol saatin 22.30’da durdu
o andan beri
hüznü asıyoruz
varlığından boşalan çerçevelere…
Kayıt Tarihi : 4.12.2008 17:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)