Od almazdı bir zaman bu derdimden o derdim.
“Ben çıkmaya tepe yok, yüce bir dağ isterdim.”*
Birce diki çıkmaya şimdi ferasetim yok.
Ayak üstte durmaya bir lahza takatim yok.
Kuvvetimi yitirip ben kendimi danmışım(1)
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Çençken makam, mevki şöhrete ulaşmak isteyen şair, yaşlanınca dünyayı başka renkde görmüş, her şeyin geçici olduğunu anlamış. Gençliğini istediği gibi yaşamadığını, ömrünü boşa harcadığını söylüyor. Tabi bir tek şöhret makam sahipleri değil herkes yaşlanlnca unutulur. Fani dünyada herşey fena....
Şimdi kendi içimde batıp unutulmuşum,
Artık kendim için de ben gereksiz olmuşum.günün şiirini ve üstad bahtiyar beyi kutlarım
Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir. Sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır. Mustafa Kemal Atatürk
Efendim yazın ki sıcak kışın olmaz kışın ki soğuk yazın olmaz gençlikte ki rüzgar tabi yaşlılıkta esmez
Gereksiz
Od almazdı bir zaman bu derdimdən o derdim.
“men çıxmağa təpə yox, üca bir dağ isterdim.
” Bircə diki çıxmaya indi ferasətim yox.
Ayaq üstə durmağa bir ləhzə taqetim yox.
Quvvetimi itirib men özümü danmışım
Ömrü günü xərcləyib, şan şöhrət qazanmışım.
İndi şan şöhrətimden nârazıyım yoxsa men?
Meger bu deyilmiydi geceleri eriden
Gündüzleri üyüden zahmerimin məramı?
Meger gazanmadımmı bu adın hesabına
Bu günkü ehtiramı?
Men içeri girince ayağa galxsalar da,
Meclislerin başında meni oturtsalar da
Her şey menim gözüme indi başqa reng alıb
Tanıdığım bu dünya menim kimi qocalıb.
İndi özüm içimde batıb unudulmuşam
Artıq özüm üçün de men gereksiz olmuşam.
(2001)
Bextiyar Vahabzade
Türk dilinin ve şiirinin üç büyük ustası
Bahtiyar Vahapzade
Nazım Hikmet
Nrcip Fazıl
İstedim ki bu üç büyük ustaya dair ihtiyarlık telakkileri bir arada gözüksün.
BAHÇEDEKİ İHTİYAR
Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;
Alnında akşamın ince kederi,
Sessizliğin sırrı, dudaklarında.
Yanan bir kağıtta küçük bir satır
Yazı gibi akşam onu karatır;
Artık o, silinen bir hâtıradır,
Bu ıssız bahçenin uzaklarında…
NECİP FAZIL
Kıyıdaki İhtiyar
Derin dağlar kat kat sıralanmıştı
çamlık iniyordu denize kadar
kıyıda iri yarı bir ihtiyar
çakıllara sırtüstü uzanmıştı
ve bu olgun güneşli Eylül günü
uzak haberi batmış gemilerin
poyraz yeli mavi masmavi serin
okşuyordu ihtiyarın yüzünü
ve karnının üstündeydi elleri
iki yengeç gibi inatçı yorgun
zamandan kuvvetli bir yolculuğun
sert kabuklu merhametsiz zaferi
ve göz kapakları tuzlu kırışık
kapanıvermişlerdi yumuşacık
bu karanlıkta altın pırıltılar
dinliyordu uğultuyu ihtiyar
denizi uzun dişli balıkları
ve tanyerlerinin alevlerini
dipte çiçek açan kayalıkları
ağları ve balıkçı evlerini
ama belkide bulutlara yakın
çamların tepesiydi uğuldayan
biliyordu başı döner adamın
onlara aşağıdan baktığı zaman
derin dağlar kat kat sıralanmıştı
çamlık iniyordu denize kadar
kıyıda iri yarı bir ihtiyar
çakıllara sırtüstü uzanmıştı
Nazım Hikmet
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta