Gençlik Şiiri - İsmail Eski

Dün yine sensiz ve sebepsiz geçtim Gümüşsuyun’dan
Kanatırcasına yüreğime bir ok saplandı derinden
Neydi beni buraya sürükleyen bilmiyordum
Gecenin bir vaktinde son seferini yapacak otobüsü bekliyordum
Bir yolcu edasıyla son bir sigara daha yaktım
Cebimden çıkan ufak bir fotoğrafa bakarak
Hüzünlendim

Bir ben yalnızdım gecede, bir de park etmiş yolcu otobüsü.
Elim soğuk kaportanın üstünde, diğerinde sigara.
Travesti edasıyla bir insan geldi yanıma.
Boş ver lan dedi kulağıma.
Donmuştum, kanım donmuştu.
Gece kahrediyordu hiç durmadan.
Soluğu elimde kitaplarla gittiğim dünkü okulda aldım.

Kabataş’tı burası kaldırımlarını bir bir ezdiğim
Elimden tutup hoyratçasına hayata savuran
Bir kartal edasıyla semalarında uçtuğum İstanbul
Haydarpaşa’dan, Sirkeciden ben geldim diyordum adeta
Görüyordum önümü, tepeleri aşıyordum da
Bir sana takılıyordu ay ışığında kanatlarım
Dönüyordum dönüyordum soluklanacak bir yer
Isınacak bir baca kuytusu arıyordum.

Seni yaşadım, İstanbul’u yaşadım dün bütün gece
Bir çıkar yol aradım sisli bulutların arasında
Kuşlara yarenlik ettim, yaralarını sardım İstanbul’un
Gece yine seni bana vermedi.
Toros ekspresini bekledim,
Atadan kalma toros ekspresi’de yoktu yerinde.
Kanatlarımı kanatırcasına geçtim ve terk eyledim.
İstanbul’u ve seni