Genç Kız Kalbi Şiiri - Seher Erdoğdu

Seher Erdoğdu
4

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Genç Kız Kalbi

Evlenip Yaşlansan Da
İçindeki O Genç Kız Hep Kanat Çırpmalı
Kanat Çırpmalı Ki;
Zaman Seni Yaşlandırırken
Gözlerin Hep Parlak Kalabilmeli,
Kırışıklar Çirkin Görülmemeli mesela,
Hala Sevebilmelisin
Bir Genç Kız Kalbiyle.
O Heyecanı Duymalısın
Yüreğinde Bir Kuş Çırpınışı Gibi,
Ürkek,Bir Avuç…
Kadın Olup Yaşlanmak
Bana Göre Değil...

Seher Erdoğdu
Kayıt Tarihi : 26.11.2006 19:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Kadınlar Arasında Bu şiir bilgisayardaki dosyalarımı tararken gözüme ilişti.Hala bekar bir arkadaşımla evlilik üzerine konuşurken bir anda dökülüvermişti ağzımdan…. Ben ve arkadaşlarım yalnızca aşk evliliği yapmaya söz vermiş bir kaç kafadarlardık.Ama aşk en istediğimiz zamanlarda gelmedi.Geldiğinde de artık çok geçti …Mevsimsiz açan güller gibi derildik… Bu şiir, evlenip de içi geçmiş,kendi isteğiyle evliliği tercih etmemiş veya hayatın silleleri yüzünden evlenmemiş tüm kadın yoldaşlarıma adanmıştır. Bu röportaj için günlerdir hazırlanıyordum.Beni nasıl karşılayacak? Acaba huysuz bir ihtiyar mı? Ya bunamışsa? Hiç çekilmez.Üfff…sabah sabah şimdi diyerek soğuk kasım sabahını adımlıyorum.İçimde sanki müzeye gider gibi bir heyecan vardı Yaşlı kadın huzur evinin en şen şakrak sakinlerindendi….Gerçi ona sakin demek ne kadar doğruydu bilemiyorum.Salona yayılan o şen kahkayı kopardığında sanki kasvetli duvarları turuncu bir neşe ile boyuyordu.Eski moda uçuk pembe tayyörünü giymiş,pembe rujunu sürmüş, gözlerini yeşil bir kalemle geçmiş, hafifçe yüzünde gezdirdiği beyaza yakın pudranın üstüne iki büyük nokta gibi duran allık yüzündeki ifadeyi muzip bir çocuk ifadesine çevirmişti.Kontesler gibi kurulduğu kanapeye doğru yaklaştığımda benim beklediği gazeteci olduğumu anlayınca yüzüne yayılan sevecen bir tebessümle karşıladı beni. Bu sıcak karşılaşma soğuk kasım sabahından ve sabahki düşüncelerimden hiçbir iz bırakmamıştı.Huzurevinde neden bulunduğuna dair hemen uygun bir neden arayışına düştü.Oysa öyle bir soru sormak niyetinde değildim incinir diye... -Çocuğumun olmaması kendi tercihimdir.Ben aşk kadınıyım. İlişkilerimde ve evliliklerim de aşkı aradım hep. Benim için Aşk bitmişse her şey bitmiştir. Bu sözler bu günün oldukça ilginç geçeceğinin göstergesi gibiydiler.Birden çok yakın buldum bu sözleri kendime. “Allah Allah eskiden daha mı modern mi düşünüyordu insanlar? ” Evliliklerini ekonomik nedenler yüzünden bir cesedi sürüklercesine yürüten çiftlere bakıldığında onun asaletine hayran olmamak mümkün değildi. -Ama aşkı da bulunca sıkı sıkı tutacaksın ki kaçmasın. Birden yüreğime ok gibi bir sancı saplandı.Geçmemişti bir haftadır ayrılığın acısı,gittikçe artmakta mı ne? Kapıyı çarpıp çıktığından beri görüşmüyoruz.Aramak istemiyor muyum? .Bilmemem kaçıncı defa sayıkladığım adını….Deli gibi geziniyor parmaklarım tuşların arasında aradığı adını…. -Şimdi burada olmaktan mutlu musunuz? -Hem de çok.Yaşımı yaşıyorum.Gözüm arkada değil.Her şeyi dilediğim gibi yaşadım.Arkada yaşanmamış hiçbir şey bırakmadım.Evet belki pişmanlıklarım oldu. Çok sevildim. Çok acılar çektim Ama mutlu öleceğim. -Çok acılar çektiniz ve şimdi mutlusunuz? -Yaşamdan kendini imtina etmezsen mutlu olursun.Gençlerin deyimiyle hayatı yaşamaktan çekinme.Çok mu üzdü seni vefasız? -Kim? Hangi vefasız? Hey gidi koca dinazor…Nasıl da kaçmadı gözünden hiçbir şey.Utanmıştım. Kırmızı ojeli, iri taşlı yüzükleri taktığı ince uzun yaşlı elleriyle yüzümü anne şefkatiyle okşadı. O yaşlı minik kadın hafif geri çekilip çenemi kaldırarak hastasını muayene eden doktor edasıyla; -Aşk acısı çeken gözleri nerede olsa tanırım.Gözlere inen ayrılığın gül kurusu gölgelerini,uykusuz gecelerin bıraktığı mor haleleri de gördüm mü; hah tamam bu bir aşk hastası derim hemencecik. Evet diyerek bile ağzımı açsam dudaklarımın titremesi belli olacağından usulcacık başımı sallayarak dediklerini onayladığımı belirttim.Ya gözlerimden çıkan buharları nasıl gizleyecektim şimdi.Öyle şefkatliydi ki birden onun omzunda ağlarken buluverdim kendimi…Ulu bir çınarın gölgesinde dinlenmeye çekilmiştim sanki… Huzur evinin garsonunun<< Ne alırsınız hanımefendi? >> sorusuyla gerçek dünyaya dönmüştük.Garson gittikten sonra başladık iki kadın, fingirdek kızlar gibi gülüşmeye. Ardından bana başladı ilk aşkını anlatmaya.evli sevgililerini,ne canlar yaktığını,ne evliliklerini, bir gece için uçakla Paris’e uçuşlarını…En kehribar yanığı aşkını bile; aşkı bittiğinde valizleri nasıl topladığını, ilk bebeğini aldırdıktan sonra gözyaşlarıyla bir daha asla anne olamadığını, soğuk hastane köşelerini,kıskanç sevgilinin öldürürcesine dayaklarını …Ama yine de yaşamaktan imtina etmediğini... -Yaşamak kurallar içinde mi yaşamaktır? Oyunu kuralına göre oynamazsan oyundan atılırsın.Sen oyundan atılanlardan mı olmak istiyorsun? Yoksa yeniden kendi oyununu mu kurmalısın? O günden sonra nasıl bir dostluk başladığını tahmin edersiniz. ............................................................................................................................. Sonrası ben Bana sürdüğü bahaneler eften püften sebeplerdi.Başkasına kapılmıştı işte.Benden daha güzeline ve tazesine…Onu sevmiştim ve benim ona olan sevgim bitmeden o beni bitirmişti İntikam planları yapıyordum.Arabasının camını indireyim,lastiklerini patlatayım. Yok az gelir.Onun ve kızın ölmesini diliyorum. Yok bu da fazla olur.Zayıflama ve güzelleşme planları yapıyorum.Çok güzelleşip ona bir daha asla yüz vermemeyi planlıyorum.Onu sevmemeyi istiyorum ama olmuyor.Hala seviyorum.O kızın kötü kalpli biri olmasını ümit ediyorum ki benim iyilik dolu yüreğimi hatırlayarak bana dönmesini, ayaklarıma kapanıp hata yaptığını söyleyerek binlerce defa af dilediğini düşlüyorum.Onun beni öpüp kokladığı anları hatırlıyorum.Onun kokusunu bende kalan eşyalarını kokluyorum.Kahretsin onu çok ama çok özlüyorum...Artık yeter! Bitsindi bu çile.Dayanamıyorum... Evet kendi oyunumu kendim kurmalıydım.Terkedildiysem kabul etmeli ve oyunu yeni oyuncularla yeniden kurmalıydım. ........................................................................................................................... Terk eden adam: Barda iki tek atıyor arkadaşıyla……… -Kafam rahatladı.Neymiş efendim artık evlenmeliymişiz.Hani özgür kadındı? Hani evlilik aşkı öldürüyordu.Ne güzel yaşayıp gidiyorduk. Yok efendim ailelerle tanışmalıymışız.Ben ona evliliğe hazır olmadığımı söyledim.Ben ilişkide bir sorun yok zannediyordum. Bütün kadınlar aynı abi ya.Sonunda hepsi dırdırcı kesiliyorlar........ -İyi kızdı.Biraz kaprisliydi ama çok zekiydi. -Evet çok zekidir.Bazen zekası korkuturdu beni.Kaprisi filan vardır ama iyidir Şule. Hem de çok iyidir.Çok güzel şeyler yaşadık.İste canını verir sana.Aradan yıllar geçti.Tabi hakkı onun da evlilik,çocuk….Ama bir şeyler eksildi aramızda.O çok değişti.İlk günlerdeki gibi değil.Belki bir daha onun gibisine rastlayamam…. -Hala seviyor musun onu? -Bilmem…Seviyorum sanırım… -E o zaman ne işin var bu yeni kızla? -Ha o mu? İyi geliyor bana.Onunlayken düşünmeme gerek kalmıyor.Beynimi zorlamıyor.Sorular sormuyor.Ben ne diyorsam doğrudur.Ve vücudu daha taze… ........................................................................................................................ Yeni Kız -Biliyorum beni beğeniyor.ama bazen konuştuklarını anlamıyorum.O zamanlarda sessiz kalıyorum.Annem erkeklerin fazla akıllı kadınlardan hoşlanmadıklarını söylüyor.Şimdi onunla buluşmaya gidiyorum.Nasıl yakışmış mı? -Evet, çok süper oldun kız. - Acaba ne zaman evlenme teklif edecek bana? .................................................................................................................................. Altı ay sonra yeniden Huzurevi Güneşli bir Mayıs sabahı Hasta yatağında uzanıyordu.Elimde bir kucak dolusu mevsim çiçekleri ile içeriye kafamı uzatıp girdim. -Nasılmış benim aşk kadınım? -Seni gördü daha iyi oldu. -Ne oldu? Yine gözünden kaçmamıştı halim.Zaten onun gözünden hiçbir şey kaçmazdı. -Biliyor musun o kızla evlendi. -Hakkında hayırlısı olmuş kızım,üzülme... -Üzülmemeye çalışıyorum ama yine de bazen yüreğime saplanan acıya engel olamıyorum. -O seni incitecekti.Evlenseniz de gerçek yüzünü görüp yine terk edecektin onu.O kolayı seçti.Senin gibi birini taşıyamayacağını bildi de gitti.Mutlu olur mu? Sanmam? Çünkü senin gibi birini tanıdı.Akıllı kadınlar insan hayatından bir kere geçtiler mi kolay kolay unutulmazlar.Unutulmamak en güzelidir. -Aşk, kadını ilaç gibisin biliyor musun? Yüreğimdeki yaralara merhem oldun.Sana çok teşekkür ediyorum. -Sen de bana ömrümün son deminde geçmiş baharlarımı getirdin.Bir ihtiyar kadının eski defterlerini temize çektin.Asıl ben teşekkür ederim sana…… …………………………………………………………………………………… Hiç kimse anılarımı alamaz elimden... Seher Erdoğdu

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Âşık Çağlari Muammer Çalar
    Âşık Çağlari Muammer Çalar

    Harikasınız
    Çok güzeldi yüreğinize emeğinize sağlık
    Saygılar kaleminize

    Yeni yılın tüm insanlığa ve ülkemize barış, mutluluk getirmesi dileğiyle yeni yılınızı kutlu olsun nice nice yıllara


    Karamanlı Aşık Çağlari

    Cevap Yaz
  • Yusuf Kartoz
    Yusuf Kartoz

    Premature hanımlar hiç yaşlanmazmış,prehistoryada uzman prekaziler presbit gözlerle bakara presbiteryen metinlerden
    farklıca presband müzik dilerken premier ligden etkilenerek yazıyı prefabrik ve presint tenzede
    yazdığı prehistorya metinlere prelli gibi esnek
    prensesce preparatları inceleyerek perçinlenen
    prestij katan en pratik prevezeli sonuca varılır,umar
    ımki moralin düzelmişdir,böyle atmasyon yazıyı
    tarih görmedi,;doğum gününde kutlu olsun.
    NOT:please do not respond......

    Cevap Yaz
  • Osman Erdoğmuş
    Osman Erdoğmuş

    Doğum gününüz münasebeti ile
    uğradığım sayfanızda
    Bu güzel çalışma ile karşılaştım
    Tebrik ediyor ve

    Yaşayacaklarınız
    Yaşadıklarınızdan

    Daha renkli
    Daha hareketli
    Daha bereketli

    Geçmesi temennisi ile
    Doğum gününüz kutlar
    Yüca Rabbimden
    Sağlık,afiyet ve başarı dolu bir ömür
    Niyaz ediyorum.

    Osman ERDOĞMUŞ
    SAKARYA

    Cevap Yaz
  • Rifat Kaya
    Rifat Kaya

    Çok hoş...

    Cevap Yaz
  • Cemali Hikmet Aksu
    Cemali Hikmet Aksu

    doğru yön diye doğrunun iki başı da ok... selamlar kolaylıklar... ***10***

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (19)

Seher Erdoğdu