Bronz bir külçe desenindeki güneş
titrek ışıklarla çekip gider şimdi.
Gecenin çıldırtan sessizliği
Ve sessizliğin suretine bürünmüş sensizlik dolar her yere
Uzun edip yüzyıla tamamlar her saniyeyi saatler.
Çocuklar karışır uykunun en derin rengine
Uykular bekleyişlere evrilir yalnızlığın
bütün adreslerinde
Işıltılı duvağıyla dolunay;
taze bir gelin gibi bakınır kendine
Ve şahidi olur yokluğunun bendeki yankısına.
Kendini arar adressiz bir mektup
Bir mektubu bekler içimdeki gurbette tutuklu bir mahkum
Bir mahkumu bekler demir parmaklık,
sessiz gece, zifiri karanlık
İşte her gün batımında göz ucumdan
aklımın ucuna,
oradan da kalp çarpıntılarıma karışır
sensiz bir yolculuğun senli yol hikâyeleri
Ve her seferinde bir ben kayıp bir durak
yitik bir şehir olurum
geceden sabaha tutsak ve tutkulu bu yolculukta,
Bir de kana karışan o can kesiği özlemin
bekleşir benimle aldığım her solukta.
Kayıt Tarihi : 14.9.2022 16:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Muhammed Okay](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/09/14/geceye-dusen-izdusumler.jpg)
Tebrikler
Bazen hasret bile vuslattır. Çünkü insan en çok da hasret anında kendisiyle başbaşadır. Kendini arar, kendini bulur,kendine varır .Belki de en güzel vuslat insanın kendine ulaşmasıdır.
Değerli yorum ve katkılarınız için çok teşekkür ederim Bekir Bey.
Saygı ve selamlarımla, her daim şiirle kalın...
TÜM YORUMLAR (2)