şimdi gecenin kör bıçak yemiş kalbinden yazıyorum,
kusurlu bir kalbin kıblesiz inancından..
yazmasam;
aklıma karaladıklarım
içimi boyayınca siyaha
aklaması zor olur,
çıkmazdı pası, akardı ellerimden, ayaklarımdan
ömrümden, bilirim...
tuzla beslenip buz basar mı insan ruhuna?
bastım, soğutmuyor, yakıyor..
bir gölge, belleğimde mütemadiyen kirli ayaklarıyla,
bi o yana bi bu yana,
açılmadık kapı bırakmadan dolaşıp duruyor.
büyüttüğüm çiçeklerin üstünden geçiyor
kimi zaman,
gerdan kırıp boyun büküyor nergisler.
kokuları içime dökülüyor
ırmak olup süzülüyor.
peşinden gidiyorum nedensiz.
hayli uzaklarda bir kapı aralanıyor
yanaşıp uzanıyorum zamana..
dokunuyorum;
köşe başı, kaldırım kenarına çökmüş
kumral saçlarına genç kızın..
saçlarından kaşlarına hüzün karışmış..
bitirmeden okulunu, 'evlenesin' demiş büyükleri,
sevdası koynunda kanatlanmışken,
göğünün kuşlarını vurmuşlar..
karalar bağlanmış, yaralar sağalmamış gözlerinden...
derde dert ekleyip kederi yağmalıyor dillerim.
içimin akıntısına boyun eğdim,
'çağla, götür, al kapıda allanmadan' dedim,
'tez ola, bir fidan daha solarken görmesem, kör olsam'..
ben ağladım, o çağladı...
bir posta kutusuna mektup oldum düştüm
ince aralıktan..
'neredeyim?' diyemeden bir el arasında,
yırtıldı ciğerim boyuna...
ayrılık olup söze gelmiş,
tümce kabuklarına yara olmuş deşmiş, deşilmişim..
bilmeden çöl ortasına sağanak yağmışım.
bir kaç satırda bir çok yeminli acı..
duymasam, görmesem,
sussa,
dinse heder yürekler,
dudak aralarına sığınan küfre
kınalı ellerle
biber sürse analar...
ne çok kapısı var geceye açılan içimin..
seyreltip kağıda dökülmüş mürekkebin
lacisine karıyor karıştırıyor,
şiire benzemeyen lakırdılara taş döşekler seriyorum..
ellerim boğazımı sıkmadan,
kursağımı sözcükler yumruklamadan
ulu orta dökülüyorum..
gece uzun uzun uzanmakta,
kıblesi seherle bir olma vakti ..
ayrık otlarında ben,
dilden kağıda düşmeyen sen....öz/
....
Kayıt Tarihi : 4.3.2024 04:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
dört yıl döngüsü, şubat ayının yirmi dokuzu..gece şafağa evrilirken bir dalış hali...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!