Dur Şairem Dur Gece ve Yara
Dur şairem
Geceyi yazma artık,
Gece çoktan kirletildi neon ışıklarıyla.
Artık yıldızların dili kayboldu,
ay utancından bulutların ardına saklandı.
Senin gecen,
artık ne âşıkların duası,
ne seyyahların yol arkadaşı.
Senin gecen,
susturulmuş kalplerin mahkûmhanesi şimdi.
Bak şairem,
her gecede bir yara kanıyor gizlice.
Bir çocuk ağlıyor açlığın gölgesinde,
bir kadın gözyaşlarını yastığa saklıyor,
bir adam gömleğinin cebine koyduğu umudu
yavaşça düşürüyor umut kayboluyor.
Her sokak lambası altında
bir kalp çatlıyor sessizce,
Kimse duymuyor,
Herkes kendi yarasını
bir şarkı gibi mırıldanıyor içinden.
Dur şairem
Yaraları yazma artık,
Yazdıkça çoğaldı,
dilinde sözcük kalmaz onları anlatmaya.
Her yara bir şehrin adını taşıyor,
her yara bir çocuğun yüzünde yankılanıyor.
Baktığında anlarsın
Gece yalnızca karanlık değil,
bir mahşer meydanı gibi
yüreğin göğsüne çöker ağırlık.
Bil ki şairem,
her yaranın içinde gizlenmiş
bir ışık zerresi vardır.
Her gecenin ortasında
umut, en sessiz yıldız gibi yanar.
Bütün kalpler taş kesilse de,
şiirin hâlâ kanar,
şiirin hâlâ direnir.
Ve sen yazsan da yazmasan da,
gece, bir gün
şiirine muhtaç kalır.
Dur şairem
Geceyi ve yarayı yazmak,
insanın aynasını yüzüne vurmak demektir.
Sen şimdilik sus şairem,
belki bir gün
gece yeniden gökkuşağına gebe kalır,
ve yaralar, şiirin ellerine kapanır.
Azra Nimet Öner
Kayıt Tarihi : 16.9.2025 01:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!