Gece Manzaraları Şiiri - Muharrem Araz

Muharrem Araz
106

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Gece Manzaraları

Kalabalığın arasında yürürken belli belirsiz mırıldandığı şarkının nakaratına takılmış, gitsem mi, gitsem mi? Gözüne ilişen insan manzaralarına takılıp, gülsem mi, gülsem mi diye söylendi.
Maskeler takmış insanlar, yüzlerinde sahtekar gülüşler, göz alıcı süzüşler, inceden gösterişler.
Adamın biri sıkıştırmış bir kenara, kadını son izlediği filmin egzotik sahnelerini anlatırken, ikide bir kadının omzuna dokunuşlarla, daha da sırnaşık haliyle yaklaşıyor.
Kadın istemem yan cebime koy nazlarıyla şuh gülüşünün altında, eskiyen yaşlanmışlığında pişmanlıklarına bir yenisini daha ekliyor.

Sinema diyor benim hayatım.
Çok güzel diyor kadın ağzını yayarak, bende bayılırım sinemaya. Hep vizyonda izleriz diyor filmleri.
Kadın izlediği filmleri sayarken, erkek onu dinliyormuş gibi yapıp, gene bildiklerini anlatıyor.
En çok beğendiğim filmler arasında kült filmler geliyor diyor.
Kadın, vizyonda izlemiş ya filmleri yanlış bir kelime söylediğini düşünüyor adamın. Müzik diyor müzik benim ruhum onsuz yaşayamam, hatta bir ara gitarda çalışıyordum ama artık unuttum�
Kadın adamın fularına ve keline bakıyor, ne renkli adam, hayat dolu diyor.
Adam o ara dalıp gitmiş, yarın ki ödemeleri düşünürken içi sıkılarak.
Kadın, hayatım diyor, ben yerli filmleri de seviyorum diyor.
Adam uyanır gibi, hı son zamanlarda iyileri de var demekle geçiştiriyor.

O ara televizyonda, yabancı bir kanalda yayınlanan bir dizinin yerli versiyonundan bir sahnede, genç kız ayağının birini geriye atmış, poposuna değdirirken, adam üstten sarılmış öptü öpecek hatunu.
Çok diyor çok gerçekçi oynuyorlar, adam hı diye cevaplıyor gene.
Şimdi diyor zamanı, sahnede uygun, kadında içinden aynısını geçiriyor.
O an sahne, insanlara doğru koşarak gelen bir çocuk elleri kan revan, öldü, öldü diyor.Kedim öldü.

Elinde tuttuğu içkisinden bir yudum daha alırken çevresindeki kalabalıklar içersindeki yalnızlara bakıyor. Kırlaşmış saçlarında, açık alnı geniş omzu,yere yakın göbeği ile bir adam sürekli kıkırdıyor. Yanında kadınlı erkekli grup onu dinleyip gülüyorlar. Adam çok mutlu, dinleyicileri var, sevenleri sayanları, çemberin en orta yerinde. Kulak veriyor, sıçtık diyor sıçtık kelli felli adam, bizim Türk işkembe çorbasını çekmiş bol sarımsaklı, girmiş bilmem ne eyaletinin belediye meclisine bozuk Almancasıyla bir şeyler anlatırken, millet burunlarını kıvırmış tıkamış sarımsak kokusuna bir türkü kokluyor dedikçe, halka içi kuru kalabalık gülüşmelerinde boş boş vakit geçiriyor, ne kadar mutlu insanlar diyor, arkalarda tek başına oturmuş sesleri duyamayan, gözleriyle ortamı kesen orta yaşın defterini dürmüş, kalkmış düşmüş bir adam..

Horoz sesini duyduğunda gece� Kesmek lazım diyor, erken öten horozu keserler, aklına horozu çok olan köy geliyor� Gece köyün bütün horozları ötüyor, köylü sesi duyduğunda sabah oldu diyor, gecenin kara vaktinde uyanıyor� . Dudak büküyor, iyi bir düşünce değil diyor. Bırakalım ötsünler uyandıranlarda lazım diyor kalabalıklar içindeki yalnız adam.

Mozan-Muharrem Araz
Aralık 2007

Muharrem Araz
Kayıt Tarihi : 24.3.2009 21:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Muharrem Araz