GAZİ ŞİİRLERİ

GAZİ ŞİİRLERİ

Volkan Aksal

bir gece durupdururken aldılar, kelepçeler, küfürler, darp derken iki ekip bir de sivil araç geldi. ne olduğunu sordum, nezaret boş kalınca amirleri kızıyormuş.. suçum parkta oturmak, tutanak öyle demiyor ama.. hafiften süslediler, bir iki göz boyama ve bir kaç ninjitsu hareketten sonra imzala dediler ama tırı vırı.. imzayı en son bir şiire atmıştım ben, o şiir de şimdi hava gazı.. o gece orda sabahladım, iranlı bir mülteci vardı, bir kelime etmeden uzun süre kesiştik, sonra gözlerini çevirdi.. sabah hastaneye gittik, iki yanımda polis.. doktor darp var mı diye sordu yok dedim.. bayrampaşa’ya geri döndük.. g.b.t.’de geldi, baktılar temiz..

sonra ayakkabı bağcıklarımı, kemerimi ve sigaramı verip saldılar beni.. paketi saydım hala üç sigara var ama saçlarım biraz eksikti.. kulağımdaki fazladan morla bu açığı kapatıp yürüdüm.. yürüdüm evler binalar benimle yürüdü.. bir daha saçlarımı uzatmıycam diye söz verdim kendime ki hala kısadır.. sonra kıvrıldık gecenin köşesinden, evler binalar, çorbacıda ayrıldık.. çorbacıda sen (anıl) vardın, hasan abi yaşıyordu, toska dışardaydı.. kalbine bıçak saplanınca hemen ölüyor insan ama daha yaşıyordu, toska da dışardaydı, vuruşmamışlardı daha.. starı (bilardo salonu) açtık sonra kepenkleri içerden kapadık.. buzdolabında defterim vardı, nazım hikmet’in son şiirleri kitabı ve biralar vardı biraz da eski kaşar.. panoya ayarı verip açtım elektrikleri, masaların ısıtmalarını, tost makinasını, bir yandan da müziği.. müzik derken starda ahmet kaya çalar.. neyse bir iki atış yaptım elimin ayarı kaçmasın diye.. bakarsın bi keklik düşer akşama, tebeşirle resmini çizerim masaya ağır ağır.. ama benim oyunum karambol, öyle amerikanla falan işim olmaz.. hem ahmet kaya dinlerken amerikan oynamak abes kaçardı ama bunu anlamanızı beklemiyorum. sonra baran geldi.. kepengi araladı, girdi içeri.. baran sıkı dostumdu ölmeden önce.. taksim’de bodyguardlık yapıyordu..ama askerlik yedi onu..ezgi’nin nişanlandığını duyunca firar etti.. star’da sakladık onu, çukurda sakladık, kalbimizin köşesinde sakladık ama nereye kadar.. teslim oldu sonunda.. o, mamak cezaevindeyken benim acemilik mamak’a düştü.. (m.e.b.s. okulu çavuş talimgah taburu 3. operatör bölüğü..) ziyaretine gittim almadılar.. aradım görüşemedim.. hastalanınca düşürmüşler cezayı.. dağıtıma gittiğimde poşete işiyordu.. öldüğünde 35 kiloydu.. son görüşmemizde ben bittim dedi volkan.. ben bittim..! ! ! bu öyle kolay yutulacak bir söz değildi, sustum.. akıl vermek için çok geçti ve o günden sonra anladım ki herkesin biteceği gün, bir ince oyanın üstüne işlenen motif gibi ağır ağır yaklaşıyor ve biz boş bir kovayı dolduracak üç beş litre su kadar anlamlı olabilmek için de olsa, hayatın bu derin boşluğunu dolduracak bir şeyler yapmalıydık diye düşündüm, en azından bunu ben yapmalıydım ve devam ettim yazmaya..

yazdım, geceler ağır iniyordu.. aşkın ışık hali çok ileride bir sayfada durmuş benim gelişimi bekliyordu.. o güne dek ölümlerini saydım hayatın, plakalarla hafifletilmiş yolların uzun öykülerini kısalttım ama ne yapıp edip yine de gördüm o yol kenarı çiçeklerini.. yüzmeyi bir türlü beceremedim ama adı deniz olan her çocuğu sevdim.. sevdim çünkü deniz olmak içinde milyonlarca hayat taşımak demekti.. o hayatlar için hayatı hiçe saymak ve dalgalanmak demekti bir bayrak gibi özgür ve onurlu bir hayat için.. çünkü deniz olmak...........her baba yiğidin harcı değildi..

sonra veda vakti geldi ve istanbulu içinden bir rüzgar gibi geçerek terk ettim.. bütün sokaklarına, bütün dallarına, bütün çöplüklerine, bütün sevdalarına ve dostluklarına değen acı bir rüzgar gibi içinden geçerek terk ettim.. bu benim için bütün öyküleri yarıda bırakıp yepyeni bir öyküye başlamak kadar zor, boğucu ve ölümcül olabilirdi.. ilk sekiz ay hiç bir yerde değildim.. ayıkken uyuyordum.. uyandığımda ilkay’dan ’sürgün’ü dinliyor, kafamı şehrin hiç bir yerdeliğine gömüp, dumanın işgal ettiği sokakların göz gözü görmezliğine bir kaç satır ekliyordum ki birden seni (nur) gördüm.. ışık gözlerimi aldı ve devam ettim yazmaya.. işte böyle başladı herşey ve geçmişin panjurlarını son bir dörtlükle üstüme kapayarak indirdim ve dedim ki kendime,
..

Devamını Oku
Aşık Hayri Toprak

kimi şehit dedi kimisi gazi
gördüm şehit olmuş özüm agladı
levhi kalemile yazılmış yazı
topraga verirken gözüm agladı

duysun sesimizi paşalar beyler
vicdanı olanın kalbi kan aglar
..

Devamını Oku
Ümüt Güngör

Çanakkale conk bayırı geçilmez,
Türk yüreği çelik olur ezilmez,
Bu toprakta hiç izinsiz gezilmez,
Çanakkale şehitlerin kucağı.

Kocatepe Atatürkle yürüdü,
Şehid gazi düşmanları sürüdü,
..

Devamını Oku
İshak Özlü

Türk Bayragı minik elinde,
Vatan sevgisi atar kalbinde.
Katılın Bayrama Türk çocukları,
Bogulsun düşman coşku selinde.

Koşun Bayrama Şehit çocukları,
Gelin Bayrama Gazi çocukları,
..

Devamını Oku
Muhtar Gazi Topal

Goncayla Muradın güzel muradı
Hoş geldin ciğerim ada bebeğim
Dünyanın meleği uçan kanadı
Hoş geldin ciğerim ADA bebeğim

Umutlar seninle çıktı yollara
Yürekler kabarıp taştı aylara
..

Devamını Oku
İshak Özlü

Kurulan bu Cumhuriyet dogarken,
Bedelini yetim kalarak ödeyen,
Kahraman şehitlerimizin mirası çocuklar,
23 Nisan bayramınız kutlu olsun.

Vatan topragının her karışını,
Kanı ile sulamak için,
..

Devamını Oku
Şadan Yenişafak

Coşkuyla dalgalan ey yeşil beyaz
Yıllardır ettiğin bu nasıl bir naz
Senin başarına hasret tüm bursa
Alkışlamalıyız seni biz bu yaz

Başınızda Sağlam, sağlam koşmalı
Tribünler artık aşkla coşmalı
..

Devamını Oku
İshak Özlü

Kod adım Dogan benim,
Dedem,Atam,Akıncı benim,
Doguda Güneş olup dogan,
Batı'da Türk'ü tanıtan benim.

Malazgirt'te Ok olup giden,
Mohaç'ta Kılıç olup vuran,
..

Devamını Oku
Şadi Ünal

Hüzünlüyüm bugün ben,
Gel yaklaş bana,
Güldür beni ne olur.
Öyle acı bakma,
Garipliğimi hatırlarım sonra,
İçim acıyla burkulur.

..

Devamını Oku
Mustafa Pehlivan Kilis

TOPAL HÜSEYİN

Cihan harbinde vurulmuş sakat kalmıştı,
Çalışmıyor yoksul, el bakımcı olmuştu.

Herkes dağa çıkıp, savaşırken düşmanla,
İçi kan ağlıyor, uğraşıyor irinle kanla.
..

Devamını Oku
Safet Kuramaz

Aynalar yansıtır kar beyaz sakalı,
Çamur banyosunda makyajı pahalı…
Keli güneş gibi kırıtır havalı,
Zaman tünelinde gezinirce sanki…

Belinde ağrılar ayağı son gazi,
Horca kullanılmış, bir subay gibi Nazi…
..

Devamını Oku
Nevin Kılıç

Türküm, Türk doğduk ve Türk Yaşacağız. Türk olmanın onurunu gururunu her zaman taşıyacağız. Atamın bizlere emanet ettiği, o imkânsızlıklar içerisinde kazandıkları topraklarımızı savunacak, Şanlı bayrağımın gökyüzünde dalgalanması için kanımızın son damlasına kadar Cennet Vatanımızı koruyacağız. İlkokuldayken heyecanla beklerdim 23 Nisanı. O zamanlar sadece bayram olmasının verdiği bir heyecan vardı yüreğimizde. 23 Nisan 1920 Türk Milletinin kuruluşunu, bağımsızlığını, özgürlüğünü ve egemenliğini sembolleştiren bir tarih olması, Milletimizin ve Ülkemizin kaderinin yeniden yazılması ve bu büyük emanetin biz çocuklara bırakılmasının gururunu şimdi daha iyi anlıyor ve yaşıyorum. Çocuklarımızında aynı duygular içerisinde coşkuyla kutladıklarını görüyor seviniyorum.
23 Nisan 1920 Büyük Millet Meclisinin açılışı ve ulusun yönetme yetkisini kullanmaya başladığı gündür. Dünyada eşine az rastlanır bir maziye ve büyüklüğe sahiptir. Meclisimizin bu mazisi ve büyüklüğü nedeniyle ne kadar övünsek azdır.
91 yıl önce Cumhuriyetimizin kurucusu ve ilk meclis başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk milli iradenin hayat bulduğu bugünü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ilan etmiştir. Her 23 Nisan günü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını büyük küçük bütün halk birlik beraberlik içerisinde zevkle kutlarız.
Bu tarih itibariyle Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında tek yumruk olarak toplanan milletimiz, öncelikle, dört bir yanı işgal edilmiş vatanımızda özgürlük meşalesini yeniden tutuşturmuştur. Kadını, erkeği, genci, yaşlısı el ele vererek imkânsızlıklar içerisinde cephede savaşmış bizlere bu günümüzü armağan etmişlerdir. Yokluklar içerisinde var olan Büyük Millet Meclisi, önce milletimizi tek çatı, tek amaç ve tek bayrak altına toplamış; sonrada eşine az rastlanır bir kahramanlık destanı yazmıştır.23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı egemenliğin ulusta olduğu düşüncesinin kabul edildiği, yarının büyükleri olan çocukların bayramıdır. Çocuklara armağan edilen ve tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan Türkiye Cumhuriyeti'nin çocuklarımızın ve gençlerimizin omuzlarında yükseleceğine olan inancın ifadesidir. Dünyada tek çocuk bayramı olan 23 Nisan Misafir Ülke çocuklarının katılımıyla her yıl büyük coşkuyla kutlanmakta ve çocukların kaynaşması sağlanmaktadır. Ülkeler arası dostlukların kurulması pekiştirilmesi adına geleceğin büyükleri olan çocukların bu birlik beraberliklerin temelini oluşturmaktadır. İnsan hak ve hürriyeti, kişinin nasıl anladığına bağlı bir zaman da, yaşamaktayız. Aslında geçmiş de şimdikinden farklı olmamakla beraber: Bugün daha da sıkıntıların varlığını, yüreğimiz de duymaktayız. Cephede sırt sırta savaştığımız, hiçbir ayrım yapmadan el ele dolaştığımız canlarımızla birbirimize düşürmeye çalışan dış güçlerin inadına birlik beraberliğimizi koruyacağız. Hiçbir oyuna gelmeyeceğiz. Bilinçli bir nesil olan Türk çocukları, Türk gençliği Atatürk'ün emanetine sahip çıkacak ve hiçbir zaman Ülkesine, Bayrağına zarar verilmesine fırsat vermeyecektir. Hangi ülkede çocuklara emanet edilen bir vatan, bir bayram ve gelecek var.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ilk meclisin kahraman üyelerini ve milli mücadelede emeği geçmiş olan herkesi saygı ve rahmetle anıyorum. Bugüne anlam katan aydınlık yarınlarımızın güvencesi çocuklarımızın bayramını en içten duygularla kutluyor, sevgiyle selamlıyorum.
23 NİSAN
Cumhuriyetim ebedi yaşayacak,
..

Devamını Oku
Fatma Alageyik

Gördüm nice engel halk pazarında
Oturarak namaz kılan engelli
Baktım niyaz eder hakk nazarında
Durmuş önlerde saf alan engelli.

Onlar mazlum ama sevgisi bitmez
Hakikati bilir isyanlar etmez
..

Devamını Oku
Midayet Kara

O gün Atama verildi, Gazi nişanı
Yere düşmez Gazilerin, şerefi şanı
Dünya tanıyor, Atam gibi kahramanı
Rahat uyu Atam, Gaziler var geride

Atamızdan armağandır, gaziler günü
Kahramanlıkla doludur, Gazinin dünü
..

Devamını Oku
Meral Yağcıoğlu

ilişikte olan
Hüzün savaşından yara almış
Gazi yüreğimi
Ellerine emanet ediyorum
Şefkatine muhtaç, merhemi yüreğin
Eğer geç kalınmışsa
Cevap vermiyorsa tedaviye
..

Devamını Oku
Hasan Demirci

Ulus millet Türk tür adın
Vatan seni kimler sevmez
Çoluk çocuk erkek kadın
Vatan seni kimler sevmez

Yedi bölge ana dolum
Dünya şehri İstanbul um
..

Devamını Oku
Nevzat Bilgiç

Giresun, Gümüşhane, Bayburt ile Erzurum,
Ne mutlu bir ortamdır, bu komşuluk diyorum.
Bingöl ile Malatya, Elazığ ' la Tunceli,
Ver elini öpeyim, Anne, ben gidiyorum...

Sivas ister bir yandan, Erzincan benim diyor,
Uçtan uca Memleket, bin yıl sizinim diyor,
..

Devamını Oku
Zihni Taştan

İki cihan hürmetine var oldu,
Gelince ol resul cihan nur doldu,
Allah hem resulüm hem kulum dedi,
Sultanlar sultanı Ahmet nerede?

İslama ilk defa o sıddık geldi,
Ömer ile İslam güç kuvvet buldu,
..

Devamını Oku
Dursun Elmas


Mülkiyelilere 11 Ocak 1935 yılında yaptığı konuşması:

Bu dünyadan göçerek Türk milletine veda edeceklerin çocuklarına, kendinden sonra yaşayacaklara, son sözü bu olmalıdır: ”Benim Türk milletine, Türk cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız.Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz.”

Bu sözler bir ferdin değil, bir Türk Milleti duygusunun ifadesidir. Bunu her Türk parola gibi kendinden sonrakilere mütemadiyen tekrar etmekle son nefesini verecektir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milleti’nin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedi olduğunu göstermelidir.

..

Devamını Oku
Ethem Turan

Seni öyle sevdim ki
Gönlüme taht yaptığım yavuklumdan
Geleceğim dediğim yavrumdan
Allah’ın verdiği candan önde tutarım seni

Toprağının üstüne al bayrağın gölgesi düşmüş
İslam nur bezemiş milletine
..

Devamını Oku