GAZİANTEP TÜM TÜRKİYEDİR,
Hani kendim ettim, kendim buldum vardır ya, İşte Gaziantep de de yaşananlar aynen öyle oldu. aydınlarımız defalarca tehlikenin boyutlarını yazdılar, çizdiler, biz şairler olarakta onlarca şiir yazdık. Cümlemizde suçlandık Gazi kentimiz, ışıt teröristlerinin baş kentleri oluyor, bura da eğitiliyorlar, donatılıyorlar, yedirip içilip, yarıları tedavi ediliyorlar ileride çok vahim olaylar yaşanacak dedik, yetkililer, alnı yere değen, namaz kılan insanlardan hiç bir zarar gelmez, ne istiyorsunuz Müslümanlardan diye, hep bizleri suçladılar. Bu ülkeye en büyük zararın alnı yere değmeyenlerçe verileceğini bağıra, çağıra söylediler..
Ne yazık ki her terör olayı koruyup kolladıklarından alnı yere değenlerden geldi, Alnı yere değmiyor diyerer suçladıkları, Atatürk cü, laik kumandan ve insanlar kendilerini alnı yere değerlerden korudular, hala da kurumaya çalışıyorlar. Gör gayrı gerçekleri gör Türkiye'm, Gaziantepli m. Dilerim turpun büyüğü daha heybede değildir.Çok aydınlar bu işin burada bitmediğini devam edeceğini kanal kanal söylüyorlar, yetkililerden siyasi iktidardan ne bir istifa eden ne de ortak bir hükumet le, bu işin üstesinden gelelim diyen var. Hala eski hiç bir çözüm getirmeyen yanlışlarına, inatlarına devam ediyorlar. Halktan çok kendilerinin ve yakınlarının can güvenliği ile uğraşıyorlar. Vah benim Gazikentim vah. Bunları en çok sen koruyup, kolluyordun. Yüzde yetmişlere varan ak oylarını vererek. İçimiz yanıyor içimiz, bizim görevimiz ve çözümümüz gelecek tehlikeleri önceden haber vermekti ben şahsıma onlarca şiirimle haber verdim. Örneğin BÜTÜN KURUMLARIN ÇİVİSİ ÇIKTI, BALIK BAŞTAN KOKTU, NE İSTEDİN DE VERMEDİK FAİZİYLE BİRLİKTE, BUNLAR BİR BİRİNİN SUÇ ORTAKLAR, ATATÜRK'E ŞİKAYET, TC YE BAŞBAKAN OLAMADINIZ, HANGİ BİRİSİNİ YAZSAM Kİ, Ölenlere Tanrıdan rahmet kalanlarına baş sağlığı dilerken Tanrı bu hükumete akıl, fikir ihsan eylesin demek istiyorum...
Fahri Bulut Rızazade, 19 ağustos 2016, Bir Kınada canlı bomba patlattılar 52 kişi öldü 100 lerce yaralı var Olayı Işıt terör örgütü üslendi.
..
“Kamer ile Kemale...Bu Vatanı sevene”
Tunceli ve Kocakoç, Çiçekli ve Sütlüce,
Gün bir başka doğacak, yamaçlardan inince...
Çemişkezek, Gedikler; su dostu Akçapınar,
İkisi de anlamlı, ne güzel bir adı var...
..
Güzel Gazantep’imde doğup büyüyen “Güzel Gazianteplilerim”den biri de Beşir Göğüş’tür. 12 Şubat 1915’te yaşama gözlerini açan bu güzel insan, İlk ve ortaöğrenimini kentimizde yaptıktan sonra 1933’te Öğretmen okulunu,1938’de “Gazi Eğitim Enstitüsü”nün Dil - Edebiyat bölümünü bitirdi. Aynı yıl Ankara Devlet Konservatuvar’ında, fonetik ve diksiyon asistanı olarak çalıştı ve “Müzik Öğretmen Okulu”nda Müdür Yardımcılığı yaparak Türkçe dersleri verdi.
Kendisiyle tanışma mutluluğunu na yazık ki tadamadığım Göğüş, 1939-1950 yılları arasında Ankara’da orta dereceli okullarda Türkçe öğretmenliği, müdür yardımcılığı görevlerini sürdürdü.
1943 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı Ortaokullar için Türkçe ders kitabı yarışmasını, Kemal Demiray’la birlikte kazandı.
İlk kez 1945 yılında basılan bu kitap uzun yıllar okullarda ders kitabı olarak okutuldu.1950 yılında “Gazi Eğitim Enstitüsü”nün uygulama okulu olarak çalışacak olan “Namık Kemal İlk ve Ortaokulu”nu kurmak üzere müdür olarak atandı ve bu okulu kurdu.
1954 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi raportörlüğüne alındı. 1959-60 yıllarında high school programlarını incelemek üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderildi. Bu ülkede yaptığı incelemeler, anadili eğitimi konusunda sonraki yıllarda yaptığı çalışmalar için önemli bilgilere ulaşmasını sağlamıştır.
1963 yılında Öğrtemen Okulları Genel Müdür Yardımcılığına, 1964 te de Milli Eğitim Bakanlığı Başmüfettişliğine atandı.1966 yılında Türk Dil Kurumu’ndan kendisine yönetmen olarak çalışması önerilince, emekliye ayrılarak bu kurumda çalışmaya başladı.
Türk Dil Kurumu’nda yönetmen olarak çalıştığı dokuz yıllık süre içerisinde diğer çalışmaları yanında Halkevlerinin “Atatürk Enstitüsü”ne Kurumu temsil için katıldı ve bir yıl da başkanlık yaptı.1975 yılında Kurum’dan kendi isteği ile ayrılarak evinde Türk dili ve eğitimi üzerindeki çalışmalarını sürdürdü.
..
İki şalvarlı kopuk dağda geziyormuş dediler.
Süngümün ucunda yalvararak canlarını verdiler.
Bayrağımı diktim gururla cudinin tepesine.
Nöbetimi teslim ettim daha nice mehmetlere
Gazi oldum madalyam sol göğsümde
..
Yıllarca tarih içinde at sürdük,
Altay'dan Tuna'ya yollar bizimdir.
Fetih eyleyip ne topraklar gördük,
Altay'dan Tuna'ya yollar bizimdir.
Hak sevdasını Kızıl Elma bildik,
Selçuklu Türkleri ile yol bulduk.
..
62]Bu mebbus, tüm mal varlığı ile Yunanistan'a kaçacaktı. Osmanlı'nın epey mahremlerini biliyordu. Bu gafil hain. Bu türden mahrem bilgileri düşmana sızdırmaların kolaycılığını, ihanetleriyle yaşayacaktı.
Bir diğer ihanet içinde olan şahısta, Mekke Mebusu, Şerif Abdullah, adlı haindi. Mısır'da bulunan İngilizlere her tür gizli istihbarı ve hayati bilgileri verir olacak bir ihanetçi garabetti.
Patrik hanelerin çalışması da bu tür hainlikler bağlamında, kişilerden geri kalmıyorlardı. Bu patrik haneler Rum ve Ermeni patrikhaneleri idi. Özel çabaların gerektirdiği parasal kaynakların harcamaları ile Meclisi mebusuna, hem de İttihat ve Terakki içine dahi sızmanın, zeminini bulduklarından, rahatlıkla dişini gösteren hainlerini, ajanlarını, buralara sokar olacaklardı. Böylece İttihat ve Terakkiciler, beklide Masonik işbirlikçi katılımların kuşatmasıyla da, çoktan kuşatılmış olacaktılar.
Bir başkası, Karakin Pastırmacıyan Efendi'dir. Bu zevat Erzurum mebbusu olmaktan gayrı, doğup doyduğu topraklara, minnet ve şükranını, sunamayacak denli bir hain casustu. Öyle uz, öyle ikili oynayan ve komplocu bir zat olacaktı ki, akla ziyan. Batum'da Rus'larca tutuklanacak olan bu pervasızın , serbest bırakılması için hükümet de girişmeler yapacaktı! Ama nafile gayret sarf eder olacaktı.
..
O yörede Ahmet Gazi olarak bilinir,
Muğla Fethiyede yatar şehit Menteşe Bey.
Çok kimse tarafından ziyarete gelinir,
Muğla Fethiyede yatar şehit Menteşe Bey.
Savaşlarda hep Allah rızasını güdendir,
Muğladan cihat için Beşkazaya gidendir.
..
Eskişehir marşına adını veren memleketim
Biliyormusun yıllardır sana hasretim
Onaltı yaşından sonra yokmuş sende nasibim
Yıllar oldu hep gurbetellerdeyim
Gözümde tüter Seyyit Battal Gazi
Yunusemre Yunus dede kümbet baba Nasrettin hoca
Ankara yolundan girince karşılar sizi Arçelik Eti
..
Sende yaşar mutlu yarınım, şanlı mazim.
Ey! Benim barut kokan, umut saçan; gül gazim.
Göğsünde ayni iman, ayni güç, ayni azim
Hatırası bana şehidimin..Yeryüzünde şehidimin vekili
Ey! Orhan savaşmadan kolaydır şiir yazmak..
Şehidi, gaziyi övmek; düşmanlara kızmak...
..
Ya Rabbi uzaklaştır, müminlerden tefrika illetini,
Kuranın etrafında, birleştir Muhammed(S.A.V.) 'in ümmetini,
Islah olmuyorlarsa, ne olur kahret küfür milletini,
Bitirmeye yardım et, Müslüman milletlerin fetretini,
Muzaffer kıl ya Rabbi, Hak yolunda cihad eden erleri,
..
Evrensel başlayışın bütünlüğü kendi durumunun içindeki niceliş bağıntısıyla zıtların birliği ve çelişmesi özgücüyle yansır. Sözgelimi ilk patlayışla tirilyon derecelik bir ışıma ve ışık bütünlüğü kendi içinde tirilyon derecelik bir ışımadır. Sizin onu bir ölçüm anında teorinin gözüyle ölçmeniz olanaklı oldu diyelim.
Bu ölçülen enstantane zamanı dondurduğunuzda ölçümün derişiminde tirilyon derece bağıntısıyla ölçmenizin kaçınılmazlığı vardır. Ve anlık tirilyon dereceli nitelik oluşun içinde kırınımlı davranan kozmik çorbanın bir derece dahi olmayan; derecenin ntirilyonda, tirilyonda, tirilyonda biri gibi bir minimal esamisi olmaz böylesi bir ısı ve sıcaklıktı farkın, esamisini taşır dağılımlar olacaktırlar.
Size dümdüz olan bir alanda mini mini su damlasının akmasına pürüz olan bir esamisi okunmaz ilişki, esami olur bir ilişki bağıntısı gibi durumları ortaya koyar.
Tirilyon dereceden aşağı düşmemiş, ama tirilyon dereceden aşağı düşmeye ve tirilyona en teğet bozunum veren nicelin niteliğidir. Aynı sıcaklık sürecinin içinde en minimum soğuluk pürüzü taşıması gibidir. Düzgünlük, bir noktada bilinmesi olanaksız olan pürüz ilmeği atar. Şöyle düşünün.
..
Su verildi çeliğe,Selenge’den,Orhun’dan,
Yiğide keskin kılıç,doru taya nal oldu.
Dört nala akın akın,koşarlarken batıya,
Demir dağlar delindi,destanlardan yol oldu…
Yürekten hissederek, göklerin nefesini,
Geride bıraktılar, dağların öfkesini…
..
Ülkesinden kaçıp, öz vatanını satanlar
Kadınlar gibi, çocuklar gibi kaçanlar
Mazeretsiz olanlar, ya haindir ya Yezit.
Vatan hainini öldürmek, İslam’da vacip
Yarın, ne yüzle dönecekler vatanlarına
Nasıl yüz sürecekler sattığı, toprağına.
..
Görmesin gözlerin tutulsun dilin
Kırılsın kanadım kopsun ellerin
Vatan için Şehit olur Mehmetim
Onlara bakacak yüzünüz var mı
Nasıl karşılandı dağdan inenler
Devlete millete küfür edenler
..
Anadolu Selçuklu Sultanı Gıyaseddin,
Keyhüsrevin baş komutanı Server gazidir.
Onlar ile gurur duyar Türk Milleti ceddin,
Keyhüsrevin baş komutanı Server gazidir.
Horasan erlerinden himmet alıp coşan,
Mehmet Gazi ile beraber sefere koşan.
..
BAK GÖZYAŞIM
********************
Bak gözyaşım peri çayının suyu
Yatağım Munzur un beyaz karı
Şu gönlümün eser acı fırt anası
Munzur un sesi dersim ahu zarı
************************************
..
Adı: Hamdullah
Soyadı: Çelik
Sol alt gözkapağının içi dışına çıkmıştı. Burun kemiği düzleşmiş, üzerinde yanağına doğru uzanan derin yarıklar vardı. Elleri de keza.
Kendini anlatırken seferberlik gazisi diye tanımlar büyük bir gururla ceketinin iç cebine iğnelediği madalyasını gösterirdi bize.
Hamdullah dedem. Ailemizin en büyüğü, büyük dedemdi O.
Babamın memuriyeti nedeniyle köyümüzü, dolayısıyla da aile büyüklerini ancak yaz tatillerinde görürdük. Köyde aynı evde 2 dedem vardı. Hamdullah dedemin, Cuma dedemin babası(aslında amcası) olduğunu ve O'na ilişkin anılarımın 9-10 lu yaşlarıma denk geldiğini belleğimi zorladığımda fark ediyorum.
Amcamın dört çocuğu ve biz beş kardeş(o zamanlar küçük kardeşim henüz doğmamıştı) bir araya gelir, köyün altını üstüne getirirdik. Evimiz kayaların dibinde olduğundan kâh kayaları süpürür, taşlarla kendimize odacıklar yapar, evcilik oynar kâh harman yerinde dövene binerdik.
..
- Dünyadaki hangi ağaç türü sülfür gazı salgılar...?
1. Ceviz
2. Limon
3. Çam
4. Gürgen
5. Meşe
..
- Ordusunun öncü birliklerine - Gidin ve bana Dünyadaki Cenneti bulun...
emrini veren tarihteki ünlü kimdi...?
1. Hannibal Barca
2. II. Attalos
3. Ertuğrul Gazi
4. Napolyon Bonapart
..
Yabancısı değilim bu şehrin
Bu caddeler beni tanır
Bu sokaklar aşinadır zişan bakışlarıma...
İstasyonlarda suratımın eşgali
Solgun duvarlarda fırçalarımın izi var
Kaldırımlarda canlanır arkadaşlarımın hayali
Çoğu şehit, azı mahpus gazi var...
..