Kur'an'ın dokunduğu taşlar hayat buluyor,
Yaradan, kelâmına, arzı şahit kılıyor.
Gazi Hüseyin KILBAŞ
..
ÇANAKKALE ZAFERİ KUTLU OLSUN
18 Mart Çanakkale Zaferi kutlu olsun. Anadolu halkı Çanakkalede yedi düvele karşı amansız bir mücadele vermiştir. En kanlı ve çetin bir savaşdan gururla çıkmıştır.. Bugün dostlarımız görünen o gün can düşmanlarımız Çanakkale geçilmez sözünü söylemek zorunda kalmıştır.
Eşit şartlar taşımıyan bu savaşta. Türk askeri yetersiz araç gereç, silah mühimmat, yetişkin olmayan askeri ile harikalar yaratmıştır. Mustafa Kemal savaşın seyrini değiştiren eşsiz komutan bu savaşta gazi olmuştur. Binlerce vatan evladı da şehit. Bu kadar güçlü ordular karşısında başarılı olmanın formülü; İnanç, iman, vatan- millet, bayrak sevgisidir. Biz buna ÇANAKKALE RUHU DİYORUZ.
..
Ne gezersin İstanbul’larda Batur*?
Sana engel mi ki, etraftaki sur?
Kendine dön; tekrar yumruğunu vur…
Eski yıllara yeniden düşler kur…
Hala buralarda mısın sen Batur?
Git; 'Gazi' ili**ne çadırını kur…
..
Ne gezersin İstanbul’larda Batur?
Sana engel mi ki, etraftaki sur?
Kendine dön; tekrar yumruğunu vur…
Eski yıllara yeniden düşler kur…
Hala buralarda mısın sen Batur?
Git; "Gazi" ili**ne çadırını kur…
..
Dünyada batan güneşler ardından
Almış kaleme büyük 'Çile'sini
Bulmuş gerçeği kaçtıkça yurdundan
Duyurmuş Arş'a gazi çilesini
(Mayıs-1993)
..
Metrekareye altı bin mermi
Binlerce şehit,binlerce gazi
Var mı dünyada eşi,benzeri
Ölmeye and içmiş bir milletin neferi
..
Almışsın birini sağa birini soluna
Allah sağlıklı ömürlerle koysun yoluna
Dedesi her ikisini de taksın koluna
Acılarını göstermesin gazi kuluna
13.08.2014
..
Ne büyük ruh ki o esrarlı bir vakıa
Kurdurdu aşireten cihana kök salan devleti
Nasip oldu bu Ertuğruloğlu Gazi Osman'a
Apaçık bunun sırrı Kelamullah'a hürmetti
..
Savaşıp da sağ dönersen, olursun gazi
Çekenler bilir onu, kalptedir o izi
Kaderin bu ise gazim, silinmez yazı
Milletin sana minnettar, büyüksün Gazi
Bütün dünya milletleri, gıptayla bakar
Her girdiği savaştan, yüz akıyla çıkar
..
Binlerce kapıların, kapısız eşiğinden geçtim. Uzandım mevsimlerin ötelerine, ötelerin bir beşinci mevsiminde durdum. Gökyüzünün yüzü çil doluydu yıldızlardan. Yanakları ıslaktı, sildim bulutların kıyılarında, ses yoktu, ben yoktum, kutuplarda bir ev yanıyordu....
Göz yaşlarım sabah yağmurlarından da ıslaktı, çıplaktım gece bir şişe mürekkep gibi dökülmüştü üstüme, bilmediğim bir dereden acılar akıyordu. Özlemin doldukça doluyordu içime, Vampir soyundan gelen kızıl saçlı canavar, zehirli diliyle yaralamıştı bedenlerimizi, hepimiz üşüyorduk, zekam sıfıra düşmüş, bedenim kibrit kutusu, ateş üstüne ateş alıyordu, güneşin gazı bitmişti fitili kurumuş ha söndü ha sönecek, kederli bir kervan gibi alıp başını giden bilinmedik bilinmezlere, bir uçurtma olur sevginin yüzü, kapılanır boşluklarda, yaşı büyümemiş bir çocuk koşar uçurtma iplerinde.
Kaçak sözcüklerde yıkılırız, gelin sesi gibi boşanır ağıtlar, bir dal kırılır ummadık yerimizden, türkülerinde sürgülenen bu geceyi nereye götürmeliyiz....Dört yanımız ölüme takılı kaldı, güneşin gemisiz yerinde yolları kesilmiş bir boşlukta, gecemiz uyanmıyor....
Beşinci mevsime verdik güllerimizi ölüm mevsimi....
..
Gene şaha kalktı şanlı ordumuz
Atamın izinden gider yurdumuz
Kalmadı derdimiz yoktur korkumuz
Al bayrağım dalgalansın göklerde
Dağlar inler Türk askeri gelince
Korkusu yok şehit olur ölünce
..
Toplum, binlerce yıllık insan uygarlık tarihi geçmişi ile etnik birliklerinin konjonktürde ortaya çıkan sosyo ekonomik ürün paylaşım kültürlüydü. Girişmeleri birey uzmanlık değerleri üzerine örülmüştü.
Bir savaş, sanat olur muydu? Savaş sonrası süreçler, sanatla ilişkilenir miydi?
Bir savaş, var olunuşla ilişkilenip, toplumsal, sosyolojik yeni dönüşümlerle, yapılanışlarla, sürecek bir yapısını ortaya koymadıkça, sırf doğrudan etkiyen etkileşen olgu olay ve sistemler olarak bakılamazdı. Üstelik bu sanat, bir kişi ya da kişilerin ortaya koyabileceği olgusallık da değildir. Görevleşme tepeden uca doğrudur. Ancak kişi ya da kişiler, sürecin trafik polisidir. Sürecin çekirdek işlemcisini olgularılar.
Her tehdit durum, var oluşu gerçekleyen savaşla sonlanabilir. Ancak daha başlangıçta rota tabir edeceğim yol haritasındaki olgulaşıcıların her biri, ayrı ayrı zaman dilimlerinin harcı olacak konulardı. Dış güçlerle mücadelesi, iç yönetimle mücadelesi, toplumun ilişkisel yapılanışı ile mücadelesi vardı. Yetmezdi, yenidünya ilişki düzeni oluşturmasına karşı, toptan eşlenik düşünülmüş olgulaşıcıların her biri diğerine zincirleme olmuştu. Tüm bunlar, toplumsal alanla, sosyal alan, çekirdek DNA sının ortaya konması içenli açılım gerçeklenişinin, sanatsallığıdır. Bir etkileme, etkilenme, dolaylayım süreçleridir.
..
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK
20 Ekim 1927
..
19]İkinci neden olaraktan, bu tamamen savaş sonrasının, tek adamından sonra, ikinci adam, ikinci tek adam olmak isteyişin, ya da doğal olarak gölgede kalışın, güç ve hırsının; isteyerek ya da istemeyerek, girdiği mücadele yollarının, benci, kin ve kışkırtma tohumudur da.
Çünkü bu tutum, kendisini, nerede ve nasıl varlaşıp ortaya koyacaksa, öylece o yerde kendisini ortaya koymaktan başka çaresi yoktu! Bu yerler en ulviden en sade yere değin uzanabiliyordu. Gazi'nin yolunu deneyemezdi, çünkü hem kapasiteleri dışındaydı hem halı hazırda Gazi, o yolu, onların kendisinden daha iyi yapan bir tutumdu.
Toplumsal yapı, benci tavrı taşımaz. Toplumsal yapı, bir bilim adamı haddi ve bir mayi absorbe oluşu gibi bünyeye alınışı tanır. Gazi, kendinin bir Osmanlı mazisi ve birikimi olduğunu biliyordu. Mümtaz kişilik olan Gazi, o yapıdan çıkan bir gebeliğin, sonlanan doğumu idi.
Hiçbir doğum travma değildir. Böylesi bir telakki bile olmaz. Doğum doğaldır. Ancak doğumun sancı ve acısı doğum yapanda, vuruk olabilir. Ama bu doğum yapan için mutluluk verici bir travmadır. Ki tekrarını isteyen süreçle, doğum yapanda yeni doğumlara da devam isteğini gösterir. Aşılmayacak, gerici, bencil bir travma değildir.
..
Şanlı bir tarih canlandı gözüm önümde
Osman Gazi el pençe duvarda Kuran asılı
Yatmaya haya ediyor çünkü o Allah Kelamı
O saygı büyütüyor Osmanlı denilen Çınarı
Halil ÇOLAK 20.11.2008 SÖĞÜT
..
Zalim güruh acımaz, yirmi iki gün vurur.
Yüzlerce olur şehit binlerce gazi durur
Sonunda mazlumları,Rabbim elbette korur
İslam alemi nasıl yalnız kaldı arkadaş
06.02.2009
..
Siyonist amirlere biat etti edeli,
Fetullah haininin itibarı zedeli.
Gazi ve şehitlerin kanı yerde kalmasın,
En ağır ceza ile ödemeli bedeli.
*** (05 Ağustos 2016)
..
Toplu imha silahı, “sarin gazı” kimyasal.
Ey Esed! Öz halkına acımadan kimya sal.
Yarın Hak huzurunda ne cevap vereceksin?
Orda belli olacak kim haksızmış, kim yasal.
*** (07 Nisan 2017)
..
Maşallah Gazim ne güzel manzara
Torunların sıralanmış yanında
Hiç birisi gelmesin kem nazara
Bir asalet var bunların kanında
12.02.2016
..
Alp Arslan Gazi buyuruyor:
Maziden size haber saldım ki,
Dediğim söz değer bulacaktır.
Size öyle bir vatan aldım ki,
Ebediyyen sizin olacaktır.
..