Hayranım şu uçurtmalara
alırlar götürürler beni uzun uzun ipleriyle
çocukluğumun serin rüzgârlarına
bulutların yağmur kokusudur buğulanan
vişne dalında ve genizimde
ben elifba bilmeyen anamın dizinde
Bir korku var içimde hep daha doyamadığım
Konargöçer kuzukıran Dobruca kışlarında ben
Sırtını sıcacık camala dayamış çocuk
Masallarda üşürken
Aç kurt sürüleri inerdi köye ulam ulam uluyarak
Yapış yapış kalırdı uzunca kırmızı dilleri
sendeki bu mide hep aynı o mide
göz de aynı göz
ayarı kıvamında doyurur kara toprak
söz de söz mü ulan
iğne deliğinde deve
kulakta küpe
Dolaşır Dururmuş Hep Daha
Dolaşır dururmuş hep daha bağı bahçeyi Küçükmustafa'da
dilinde dilâver dülgerlerin taşlara yonttuğu aşk türküleri
kapında can
gönülde sevda
yüreğinin yoludur
İstanbulda bir sokak çocuğudur
yollara düşmüş masumiyeti çer çöp olmuş lif lif
ucu yanık sıla mektubu kadar nahif
O geceyle başladı her şey ve yine o gece
kirlendi mumların aydınlığı şamadanlarda
sütler bozuldu güğümlerde
kazaen öten horoz sesleriyle yağmalandı
ekmekte umut
ceviz dalında sükût
sizin yengenizim ben
iyi bilirim aganızı herkesten
bilip bilip
korkuyorum şimdi galip.
sülman dedim yapma yazık olur bize
Gün olur,bayram olur
Tuna Boyları'nda seyran olur...
Bahar gelir de bir sabah salına dolana
Gelir konaklanır yeşil yeşil kızılcık dalına
Çayır çimen ümit döşer başağa
Güneyden yeni dönmüş kırlangıç
işen olur ba
işendir bu bizim bölge
yemişen altında sümbül, menekşe
diz boyu çime boy atmış bir koyu gölge
ve ihtiyarlar
yüzlerinde bin vefa bin cefa
Orman büyük olur çocuklar derdin sen
yazgıları büyüktür derdin bazı şeylerin
"Ova gibi
oba gibi
orman gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!