E M M O Ğ L U 2
Bayramda gelirdin, koşarak bize
Emmi, teyze diye başlardın söze
Gülücükler doğar, yüze ve göze
Neslimizi unuttunmu? EMMOĞLU
..
Karakış, zemheri sende Erzurum
Sevdan çok yücedir bende Erzurum
Gurbeti bitirdim yüz sürdüm sana
Türküdür her dilde, telde Erzurum
Savaşta hançeri vurur Erzurum
On iki Mart günü gurur Erzurum
..
Vatandaşın adı yok ne güvence ne işi
Omzundan kırık kolu yandan dökülmüş dişi
Siyaside polemik her dönem laf güreşi
Lafazan yeteneği sözü dolaştır sektir
Altın semer de vursan eşek yine eşektir
Hep nadasa bırakmış toprağının hasını
..
Hepimizin üzerinde bir kimliğimiz var. Bu kimlik bizi tanıtmak için. Biz kendimizi kime tanıtma ihtiyacı duyarız? Elbette bizi tanımayanlara… Bizi tanıyanlara kimlik göstermek ihtiyacı duyar mıyız? Kim evinde ailenin diğer fertlerine kimliğini gösterir? Var mı böyle bir şey? Öyle biri çıkarsa, şaşırıp birbirimize bakarız. Hatta hasta mı diye şüpheleniriz…
Belki ilerde bu tür kişisel kimlikler bile banka işlemlerinden başka işe yaramayacaktır… Sadece bir insan kimliği ile dolaşacağımız günler de olacaktır. Biz göremesek bile bir gün olacaktır…
Bu gün bu kimlikler, toprakları sınırlarla çevirip, o sınırlar içindeki insanları ucuz iş gücü olarak belirlemek için kullanıyorlar… 1980 darbesinden sonra bu çok bariz olarak beyinlerimize kazınmış olmalı… İtaat edenlerle, itaat etmeyenleri ayırmak ve itaat etmeyenler üzerine baskı kurmak için, en yoğun bir şekilde kullanıldı. İtaat edenler ise ödüllendirildi… İnsanlara bu iki özellik (itaat ve itaatsizlik) arasında seçim yapma dayatıldı. İtaatsizlere her türlü baskı ve işkence uygulandı. Kimlik bu amaçlarla en çok sömüren sistemin, kendine göre kalite belgesi olarak dayatıldı…
Bizim hedefimiz, insan kimliğimizle dolaşmak, ama, egemen güçler tam tersine, deri altımıza yerleştirilecek bir ‘cips’le bizi yönetmeye hazırlanıyorlar… O cipslerde, sağlık durumumuz, mali durumumuz, eğitim durumumuz, itaat durumumuz (sicilimiz) olacak… Sağlam ve çürük o ciplerden ayrılarak, kullanıma elverişli olanlar kullanılacak, fason olanlar bir şekilde yaşamın dışına itilecek…
Her kimlik çıkar odaklarının seçimi için gerekli…
Topluluklar da aynı şekilde kimlik taşıma ihtiyacı duymuş… Aşiretler, Kavimler, daha ileri aşamalarda uluslar kendini tanıtmak için bir kimliğe ihtiyaç duymuşlar. Daha doğrusu var olan kimliklerini, yani kendilerini tanıtacak bir simgeye ihtiyaç duymuşlar ve buna da bayrak demişler… Her topluluğun her insanda olduğu gibi, onu tanıtacak bir simgesi (bayrağı) olmuş… Bu simgeleri, her toplum diğerlerine karşı üstünlük sağlamak için, efsanelerle yüceltmiş, öyle ki, temsil ettiği topluluktan fazla değer kazanmış… Hani mahkemelerde sizi temsil eden bir avukat seçersiniz de, hukuktan anlamadığınız için, o ne söylese, hakim karşısında onun söylediklerini kabul etmek zorunda kalırsınız ya… Simgeler de öyle, hakkında fazla bir şey bilmeyince size nasıl empoze edilirse öyle kabul edersiniz. O sizin topluluğunuz için bir kimliktir, ona karşı olanlar da size karşıymış gibi algılarsınız. Ama yönetenler çoğu zaman bunu kendi egemenliklerini sürdürebilmek için istedikleri gibi kullanırlar…
Değişik Devletlerin bayraklarına bakalım.
..
Gol atmak çok zor idi bir zaman bize hani
Şimdi Trabzon defansı oldu yol gecen hanı
Kalecimiz Jefferson Brezilyanın umudu
Dört top gelmişti ona üç tanesi gol oldu
Tolgaya alternatif alınmış idi Eller
..
elimde gururla taşıdığım
elma ağacından aşırdığım
dilim dilim dilimleyip kabuğunu soyup
bir tabakta yemeye kıyamadığım
yeşil elmanın akıbetini
ne sen sor ne de ben söyleyim
dilim varmıyor anlatmaya
..
+++°Ask uzun uzadiya gezmektir kendimce, Tabiki cekedi sirtina atip avare avare bakinmak degil, Sevdigini koluna takip millete hava atmaktir..°°°
+++"Sen Simarik Ask Sarkisi Gibi Cal Yine Ayri Ayri Telden..."
+++Susadiginda Her Cesmeden Su Icebilen Insanlar..Ask `siz Kaldiginda Herkezin Onu Sevebilecegini Zannederler...! ! !
+++Unutma Hayatta En Büyük Düsmanin En Yakin Arkadasindir......Tüm Sirlarini Bir Tek O bilir..Ve En Yakinlarin Seni Bir Anda VEZIR´ de Eder REZIL´ de....
..
Ayaklarının altında ezilen onurumdan habersiz
Öyle masum ve öyle neşeli duruşun
Seni sevmeme engel değil.
Sana yazılmış okadar harfim
Kelimelerim ve cümlelerim varken
Sen bunları yazdıran manadan uzak iken
Anlıyorum ki seninle umutlarım için çok erken.
..
Ne fena, ne fena ben
Yazdığım dizelerden zevk alırken
Birden fark ettim ki seni
Yani dizeleri
Sadece ben farkındayım
Duyduğum hissettiğim tümcelerden
Anlatamamışım kimseye bir ruh
..
Anlamadım gitti
Bu otuzyedinin sırrını
Hızlı tren kaza yapar
Otuzyedi kişi can verir
Bir ihtiras uğruna
Dile kolay az değil
Hepside masum hepside suçsuz
..
Artık ben değiştim.
Kaptan kaba döküldüm dostlar.
Ağaçlardaki kuş yavrularını merak edip,
Tırmanmıyorum artık.
Neydi halim o zamanlar.
Zincirle bağlasalar,
Tepeme yumruk atsalar,
..
Daha dikkatli yazmalıyım bundan sonra,
Yolumu tıkamamalı ileride şiirlerim;
Günü gelince
Siyasete soyununca
Aleyhime kullanılmamalı şiirlerimdeki fikirlerim.
Benim gibi düşünenlerden
..
ister koş ister zıpla,
yuvarlak bir topla,
her gün biraz oyna,
daima spor yap spor.
oyna voleybol basketbol,
istersen hendbol futbol,
..
Söyle sevgilim,
Gitmek mi gerek sence, kalmak mı?
Yanmak mı gerek yoksa yanmamak mı?
Söyle.
Umurunda değil mi yoksa?
Unutmuşum,
Konuşmuyordun sen…
..
Bir uçurtmam olsun istiyorum
Gökyüzüyle meşk ediyim bulutların kucağında
Maviyi içime çekiyim tüm safkanlığıyla
Misketlerimi geri verin bana
Yuvarlayım düşüncelerden uzak sabahtan akşama
Gizlensin masum dünyam cam parçalarının ardına
..
Çok nazik ve centilmendir
Bizim Saha Amirleri.
İyi idare edendir
Bizim Saha Amirleri.
Bir tanesi İlyas Bilgiç
Ziyaret et, çay, çorba iç
..
İ Z M İ R
Birçok konuda şiir yazdım,
Yarın sorarsın niye bana yazmadın,
Seninle kırk iki yıldır birlikte yaşadım,
Gerçekten seni hala anlayamadım.
..
(Sincan tanklar şehri değil laleler şehridir)
Sende doğdum sende öleceğim.
Diyar diyar dolaşsamda,
Yine sana döneceğim.
Sensin benim ilk aşkım,
Sende öğrendim sevilmeyi sevmeyi,
..
*Sporun gökkuşağından süzülen nice dallarına ithaf olunur…
FUTBOL ki; peşinden milyonları koşturur,
Yürekleri toptan hoplatır, neşeyle coşturur.
Gökkuşağının bilinen en sportif rengidir,
Tüm dallara bedel desek yeri var, dengidir…
..
yıkılan aciz binalar gördüm dostlarım, aciz olmasına rağmen sırıtan binaları gördüm
tarlabaşı'nda, dolapdere'de, taksim'in, beyoğlu'nun kalın bağırsağındaki binalar
ve o binanın başında kovalarla yaktıkları ateşlerin başında ısınan torbacılar gördüm,
istanbul'un kirli yüzünü gördüm, yıkılan binalar o kirli yüzde sırıtıyordu
polisin çevirdiği bağımlılar gördüm dizleri titriyordu üstleri aranırken
bellerindeki bıçağa uzanmayan delikanlılar gördüm ah hepsi korkularından
sustalımı siktiri boktan bir yurttan atılmış bir öğrenciye verdim
..