FUTBOL ŞİİRLERİ

FUTBOL ŞİİRLERİ

İsa Yazıcı

Milet felsefe okulunun
İlinilik filozofu
Olunulan Thales,
M.Ö. 6.yy'da
Yerilinyüzünülü ve gökyüzülündeki
Tüm varılınlıkların
Sudan türenilediğini
..

Devamını Oku
Necdet Uçan

Yeniden Çapa

öğrenciliğimin okulumun
gençliğimin semti
oluyor otuz yıl kadar
bu kez hasta olarak gittiğim

..

Devamını Oku
Seyfi Karaca

Amedsportif sifir…..Karsiyaka bir. Play of play of play of play of of of of offfffffffff….
Hatirladigim kadariyla okulun kuyu tarafina bakan avlusu yetmedigi icin rahmetli Adanali`nin harmani en cok top oynanan yer idi. Kim kimin takiminda oldugunu bile bilmeden hemen herkesin biranda bal kovanina üsüsen arilar gibi cullanip rastgeleye ve kiran kirana camur cignarcasina spor dersini futbolla gecirmenin yanisira, ikidebir dikenli tarlalara kacan topun patlayan ic lastigine tas baglayarak cigerleri kökünden sökücü sisirme fasilli köylerarasi mac oynama cenkleri de burada yapilirdi genelde…
Onun disinda yine böyle bahar kis arasi cemre günlerinde birgün yine Adil…
Köyde cereyan yok piriz yok sarj yok dinamo yok ampul yok elektrik yokken, babasi her gelisinde tüm gurbetin yüklendigi hasret heybelerini akla gelebilecek hicbir eksige ihtimal vermeden getirenler gibi Mustafa emmi tutmus televizyon getirmisti. Günlerce dizinde topugunda kimbilir ne rica inceliklerine cocuklugun dokundukca azip artan zihniyapismis merak duygusunu köreltip doyurmak icin ne diller dökerek her firsatta pesini güden gölgeler gibi gezmistik Adilin ki, ne cins birseymis dünyayi icinde gösterip oynatan televizyon dedikleri sey bilelim ögrenelim diye. O` bizim bu ucsuz bucaksiz acligimizi daha kamcilayip kudurtmak `sesi de var, rengi de var, avratlar hemen dip yamacinda sennen beraber gibiler heriflere isderseng elleyip cimcikliyebiliyong amma sanga hic seslenmiyollar..` dierek vaziyete vaziet katiyordu.. böyle böyle günlerce sefil sersem gündelikcisi olduk Adil`in. Etme dedik. Yapma sen iyisin iyicesin nazlimsin uslusun biz neyiz ki filan…ne dediysek ne ettiysek ne süründüysek kar etmedi bir gün hic beklemedigimiz sicim sagnagi ve gök gürültülü bir günde` gelin` dedi aldi bizi sürükledigi odanin önündeki örtmelige toplanip bir hayli kalabalikla ip gibi topuguna dizildik. `iceri dolusmak yok dedi, burdan gafayi uzadip bahacahsigniz.` Zireyi acti. Minder hasir sedir yüklük dolap kurmali saat islengili kabama ve yastiklar süslemeli odanin en dip ucunda üstü özenle örtülmüs örtüyü acti, alet göründü. Sasirsak mi, ürksek mi, ürpersek mi….bir türlü ne oldugumuzu bilip anlamayan kocaman bir hayrete düsme derinligi icindeyken biz, `aha bahing, bahing gorüyonguz mu bahing bahing, isde size didigim telvizyon bu..` dedigi yere boynumuz koparcasina ve birbirimizin dizine pacasina tepeleyip basarak görmeye calistigimiz kahverengi kasanin önü cam, kenari dügme dolusu ivir zivir..`hani avratlar herifler nirde ` dedikce biz, `aha lan gormüyonguz mu oynoyor isde icinde`deyip bizim boz bulanik yagmur karisimi kapkara kapi isigindan televizyon camina düsen gölgelerimizi gösteriyordu….
Telvizyon, cereyani fisi pirizi elektirigi trafosu diregi motoru olan Kayseri`ye bile yillar sonra bir iki saatlik paket oynatmayla gelmisti…her yayindaysa macin son dakikalarinda nasil olsa mac bitti hesabi duvara tirmanip sivri kancalari asmaya gerek kalmadan stad bekcilerinin tüm kapilari ardina kadar actiklari Orduspor Kayserispor karsilasmasi mekik sarip makaraya takiliyordu. Kalede Rizgullah diye baslayip ileri ücte Kel Osman ve Deli Mustafa`nin ortak oynadigi bütün maclar tiklim tiklim igne atsan yere düsmeyecek karsilasmalara bilet keserken cekirdekciler, caman ekmekciler, simircilet, gazozcular zabita kacginligini saymazsak kisa günün kesesine bin bereket versin diyordu…ben de o gün herkese acilan kapidan zar zor ezile büzüle ve ilk defa kit kanaat de olsa mahseri kalabaligin omuz ucundan trübün ve stad ici gördügümde, Kel Osman dediler ortayi yapana, Deli Mustafa`da golü atanmis gürültü koptu sarsildi yikildi ugultulu insan kalabaligi mac bitti Kayseri Sampiyon olmustu…..
Sonra….?
Sonra kendi icinde sizlayip sanidikca yabana yitige derinlesip gitmelerin kiyasiya kasip kavurdugu perem percemlerde rüzgarin nefesini kesip topragi dagindan bagindan söken sürükleyen sehirlesme mahline, ordan televizyon kutusu kusatmali yüksek binalasmalara, ordan izine henüz ayak basilmamis nerde nasil eylenip duracagi bilinmedik zamansizliga, öteye, daha daha öteye hic bitmeyen göclerle birlikte…
..

Devamını Oku
Yüksel Nimet Apel

Maviye noldu
noldu Timuçine
imkânsız aşk düştü güne

unutulmaz Sanki yalan rüzgârı
ya bir de olmasa ya o güzelim müziği

..

Devamını Oku
Gülhan Özkara

Türk seyircisinin çok sevdiği
Kemal S...l falan, ilelahir...
Nerden çıktı bu şimdi
Ben niye seveceğim Kemal S...l'ı
Toplumu piçleştiren
Adab usul ve erkânı
Yok eden
..

Devamını Oku
Mehmet Cemalettin Bayhan

Bu da bizim MAGANDA’ mız..…
Kırk yaşını çoktaaan aşmış,hâlâ baba parası yer..,
Bir iş bul da,çalış! .desen, ” Boşveeeer,babam sağolsun! .” der..
Babasının parasıyla kumar oynar,içki içer;
Gücü-kuvveti yerinde,boylu-poslu ve KAS’lıdır..

Babasının malını da birgün tükenmez zanneder..
..

Devamını Oku
Muzaffer Taşdemir

İndirdik hayatı ümitle,
Şehirlere dağlardan.
Betonlara gizledik ayak izlerini
Futbol oynadık bilgisayarda,
Sanal tezahüratlar dinledik kayıttan.

Yumurta kabuğu kadar düz ve sert,
..

Devamını Oku
Hüseyin Demircan

at füzeyi teke koçun
toptan öldü hepsi leşti
tükenip yuvarlak acun
dümdüz oldu tepsileşti

ayran eski bir anımız
tutuşup yanar kanımız
..

Devamını Oku
Selami Utkan

Hoşça kalın köyümün güzel taş evleri,
Yaylaları, ovaları saran hayvan sürüleri;
Elveda kuzu otlattığımız dağlar, dereler,
Her gün özgürce bize eşlik eden kelebekler,
Hüzünle ayrılıyorum ana topraklardan,
Bir daha belki de geçmem bu yollardan.

..

Devamını Oku
Gülhan Özkara

Bir gün önceden başlar telaşı
Un, ufra, saç, odun derken
İtanın üstünde katlanmayı bekler hamur (İtaa: Hamur kilimi, çok kalın dokunur)
Topuklar ile taraklar ile
Epey bi kıvamlanır
Sonra kalın odunlar yakılır
Bir araya gelir ekmekçi kadınlar
..

Devamını Oku
Harun Tolga Peker

Bazen insanlara hiçbir anlam veremezsin,
Hiçbir renge uygun göremezsin.
Sende yoksundur aslında,
Neden bu hayatta olduğuna da anlam veremezsin,
Bir gün bir kadın gelir,
Sana bir renk verir adın kırmızı olur,
Gülüşlerin on iki yapraklı papatyadır,
..

Devamını Oku
Gürkal Gençay

KESK; taşımacılar, maliyeciler ve sağlıkçılar gibi kendine bağlı tüm sendikaların genel merkezlerine bildiri göndererek 24–28 Aralık tarihlerinde yapılması kararlaştırılan 'Demokrasi Yürüyüşü”nün Abdullah Öcalan'ın ülke gündemindeki sıcak yeri dolayısı ile uygulanabilirliği yönünde yeni bir görüş talep etmiştir.
Aslına bakılırsa (ki ben böyle okudum bu tavrı) KESK bu bildiriyi kendine bağlı sendikalara deklare ederek eylemin yapılmaması cihetinde bir mesajı üzeri örtülü olarak vermiştir. Ve:
— “Demokratik teamüller gereği, biz sendika genel merkezlerine konuyu taşıdık ve görüş istedik. Bize ulaşan ortak görüş ve sonuç itibarı ile de yürüyüşün iptal edilmesi kararını verdik...'' sığınmacılığı ile topu sendikaların genel merkezlerine atmıştır.

Sendikaların genel merkezleri ise şubelerine, “içinde bulunduğumuz gergin süreçte söz konusu Ankara yürüyüşünün provokasyona uğratılabilme ihtimalinin yüksek olduğu'' öngörüsünü içeren bildirileri tebliğ etmişlerdir. Yani, onlar da topu şubelere atmışlardır.
Ben de bir sendika şube yöneticisi olarak diyorum ki:
Daha önce yapılan ve bundan sonra yapılacak tüm sendikal eylemler de provokasyonlara açıktı ve açık olacaklardır.
..

Devamını Oku
Kamil Söylemez

Saklasam samanı saklar gibi yaşımı
Ihtıyarlığımda işime bilmem yararmı
Anlatırmı geçmişten tenim arzularını
Gelip,geçen yolcuların geride unuttuklarını
Sahi işe yararmı,saklasam yaşımı
Saçlarıma düşen yıldızlar,kararırmı
Tenim buruşmuş ken dirilip,uyanırmı
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Her ülkenin kendine özgü bir anlayış kıvraklığı var olduğunun hislerime kaydı vardı, daha küçük yaşlarda. Kaydettim sürekli, memuriyet, sivil, hukuk ve serbest yaşam diyerek izlenimleri raflara yerleştirmek isterdim hep. Ev hanımı özelliğim öne çıkardı kendince dönem dönem. Hiçbir şey bilinen değil, tek bilinen, ayrıca bir yazılı anlaşma, ara sıra sözlü anlaşmalarda dikkate alınır, hoşa giderse. Memuriyetten yazılı bir haber daha kolay ve rahat bir anlayışa sığdırılabiliyor, o da kısıtlanabilir hürriyetine ulaştırılıyor yenilerde.

Bir anlayışa sığdırabilme diye ilgilendiğim, serbest yaşam konumu altında örneğin toplamayı denemiştim;

Aile ilişkisi, ev kime ait ise orada, eşler arasında, gelir düzeyi etkilenim kazanabilir an ve an
Aile ilişkisi, ev kime ait ise orada, komşular arası ilişkiler yorulmasın özeni belirgindir bazen
Alie ilişkisi, ev kime ait ise orada, alış verişte, seyahatte yurt içi veya yurt dışı ayrıcalık olur
..

Devamını Oku
Fuat Eriçok

analiz 1)

her şeyi bildiklerini sananlar
hiçbir şey bilmeyenlerdir
(maydanozgiller)


..

Devamını Oku
Sevtap Gümüşay

Bazen sadece o rahatsız olmasın diye bacağının uyuşmuş olmasına rağmen kıpırdamamaya çalışmaktır…
Bazen onun kalkıp başka bir yere başını dayama korkusunu iliklerine kadar hissetmektir..
Bazen sırf o sevdiği ve istediği için oturup gıkını çıkarmadan futbol maçı izlemektir…
Bazen onunla o farkına olmadan bir şeyler paylaşmaktır…
Bazen elini onun kalbinin üzerine hissettiğinde kalp ritimlerini en güzel senfoni gibi dinlemektir, onun kalbinin üzerinde elinin olduğuna hayret duyarak hayal mi gerçek mi anlayamamaktır..
Bazen sırf onun için bir şeyler yapmaktır beğeneceğini en içten umarak..
Bazen de gelip yaptıklarından otlanmasıdır senin kızacağını bile bile…
..

Devamını Oku
Mutlu Kaya

NEDENLERİMİN ANLAMI OLMALI


Sen gideli çok olmuştu,
Zamanımda çoktan dolmuştu zaten.
Aslında sana ayıracak vaktimde çoktu ya neyse…
Yüreğimdeki nedenlere cevap bile veremeden ayrıldın kafesinden,
..

Devamını Oku
Akın Akça

Peace sells but who’s buyin (Megadeth)
-

Yeni Hayat’ta yastıktan düşen başı *
Küçük futbol topu Wilson,
Düşüveren okyanus açığında saldan
Bir sersemlik anında:
..

Devamını Oku
Kadir Tozlu

Hoca camide...
Öğretmen okulda...
Abla gönüllerde...

1967-68 öğrenim yılı... Dile kolay, tam 35 yıl geçmiş aradan. O yıllardaki olaylar bir duman perdesinin arkasına saklanmaya çalışıyor. Ama nedendir bilinmez, bazı isimler, tarihler zihinlerde kaybolmamak için inatla direniyor.

Giresun Lisesi'nde öğrenime başladığım yıllardı. Edebiyat öğretmenimiz Feride Hanım ya bir yada iki derse gelebilmişti. Sonra eşi olan okul müdürüyle birlikte tayinleri çıkmıştı. Liseye yeni geldiğim için kendileri hakkındaki bilgim de yalnızca yaptığı veda konuşmasıyla sınırlıydı müdürümüzün. Söylediği birkaç söz belleğimde alçak gönüllü bir insan izlenimi bıraktı; 'Beni iyi bilen iyi bilsin, kötü bilen kötü bilsin...'.
..

Devamını Oku
Fuat Eriçok

bilye birdir bir uzun eşek
kukalı saklambaç
sabahtan akşama
kovala kaç kovala kaç
aç bîilaç

kovboyculuk dekman
..

Devamını Oku