Şimdi aylardan ocak, sene iki bin on beş
Zaman mekanı tutmuş, işrak vaktiyle kardeş
Pencereme konarken, sıcak kar taneleri
Birden aklıma gelir, Allah divaneleri
İhsan Şenocak Hocam'a ithaf
Ah kim bilir kaç zaman, gelir diye bekledim
Sonra bir çocuk gibi, peşinde emekledim
Ölüm, idrak-i aklın, sırrına meftûn hâldir
Her lahzanın ötesi, kabûlü istikbâldir
Nisan/2015
Sessiz, sedasız ve haber vermeksizin hurc-etttin
Fani dünyadan, sonsuzluk diyarına
Daha öncede yazmıştım şiirler ölüm adına
Şimdi özlemin, şimdi vefânın
Şimdi senin hatırına
Titriyor elim
Kaplamış etrafımı, sarmalamış dört duvar
Kalbimde günahların, nedametli dürtüsü
Ölümü düşünmekten başka gerisi zarar
''Mahşer, sorgu ve sual'' geleceğin örgüsü
Her hüznün ikliminde, kaderin bir payı var
Hep o aynı ses, o aynı nidâ, titretir arşı
Allah’ü ekber Allah’ü ekber, saltanat marşı
Ekim/2013
Ölüm varken.. gururla
Neden yaşar ki kullar
Çisil çisil yağmurla
Erir kardan buzullar
Zaman hızla akar da
Nuh'un gemisindeymiş hayat, bizim ki masal
Fert fert zerreyiz Rabbim, bizi ummanlara sal
Nisan/2015
Yalnızlığı dinledim, gecenin ortasında
İmtihan Lütûfkâr'ın, kuluna ikramıydı
Öteleri düşledim, düşlerin rotasında
Ve sükût düşünmenin, amansız makamıydı
Nasıl bir gecedir bu, ânın sürgün zamanı
Ölçeği öyle büyük ve derin ki namazın
İmandan sonra yok bir eşi bu imtiyâzın
Mayıs/2014
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!