Yaşam ışığımın kırıldığı yerde,
renkler kelime kelime ışıldar!
Hare olup,
yolumu açar.
Seslerin sevinçlerimi tükettiği yerde,
suskunluğum melodi olup
Mapushane duvarlarına
kulağını dayadın mı hiç?
Yankılandı mı?
Gelgeç umutların feryadı….
Diktin mi gözlerini
yumruklanmış duvarlarına?
Ahhh Aşk,
Seher yeli okşarken senli düşlerimi
Bir varmış bir yokmuş misali uzak diyarlardan göçmüş
Ak güvercinler geçiyor sessiz sessiz
Ah be yüreciğim!
Şimdi nassıl teselli ederim seni?
Silmek lazım gerekirken içe akan seli…
El ermez.
Yer değil mi ki söz kesiği.
Yürüdüğüm tüm yollar, beni tüketti.
Tüm ayrımlar, kederi ömrüme ilikledi.
Gençlik inancın demiyken, zaman
Umudu gözlerime mezar etti.
Biliyorum;
Yürekli ananın ninnisidir ozanın sazı
Helal süt, akça kundak;
Tel vurur bebenin beşik başında
Bulut bulut yağar! Türkü, Anadolu’da!
Yayla yolu yayık ayran tadında,
Dört çıta, biraz da hayal gücüydü tüm ihtiyacımız olan
naylonu gerip ortasına, rüzgar sırtımızda,
ipi saldıkça, avucumuzda olan tek o ya,
çocukluk dostumuz kuşlarla,
buluşu verirdik semadaki oyunumuzda….
Toprak kokuyor yüreğim, toprak
Kavrulan duyguların altında
İçime akan kanlı yaş,
dosta veda!
Anızlar yanıyor, ben üşüyorum
Altı ay yere, altı ay göğe dualar edilmiş
Sapan öküzde, anam önde gitmiş
Yağmur düşmüş, rüzgar esmiş
Başak, yere boynunu bükmüş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!