Avluda bir koşturma
Babam sağa sola, telaşlı, emirler yağdırmakta.
Kapı önü sabunlu sularla yıkanırken
anam şerbet kazanı başında
sessizce ağlamakta
Tembihlerimi kulağına ninni,
dualarımı beşiğine nazarlık ettim
Buseyle, gönlümün niyazını
Kokusu amber, tenine nakşettim
Can tanem!
Ne gerek;
‘’oldum demek için?’’ diye sorma bana!
nice usta geldi sanma,
gerçeğe erenler şu cihanda;
çırak olarak
yaşayanlardır aslında.
Doğuştan olmaz, arayarak bulunmaz sanma
Aşk ocağında, çırak olacaksın evvela
Güneşin doğuşundan, battığı noktaya,
batmayan güneşi bulma uğruna,
aşk, aşk diye inleyen niyazların huşusunda
Beşikteki candan, mezarsız yatana…
Dağ taş bu vatan emanet sana.
Ozanın sözü, mavinin mercanı sana muhtaç!
Sen ki, bereketli yarınlara güneş, yüreklere rahmet,
Böylesine solmuş, utanmış
Nerelere saklanırsın? Yüz ver!
Ülkem karanlıklar içindeyken
Başkomutan seslendi;
Muhtaç olduğunuz kudret
Damarlarımızdaki asil kanda mevcut
Yürüyelim tek yürek.
İleri!
Ah yokluğuyla saadete eremediğim,
gülüşümün sebebi!
Ne kurumuş pınarlar ne de
Ağarmış ferim, yanıltmasın seni.
Hani, eskiden olduğu gibi,
İlk gün coşkunluğu, hep bir ağızdan marşımızı okuyoruz;
Başta öğretmenler, gönderde bayrak, tek sıra ..dalgalanıyoruz…!
Zil çalınca, sınıflara koşuyoruz,.
hepimiz yine ayakta.
Rahat, hazır ol!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!