FİRE’YE KADAR
İsteyen istediğin vererek
Geldin ya yurdundan buraya kadar
Hırsın ile toprağını sürerek
Beslersin sinekten pireye kadar
Kızıl alma âşkı yürekte canda
Cevabına muktedirsen şu anda
Ver de feyzin alsın handa sultanda
Noktadan virgülden tireye kadar
Açın da gözleri at gözlüyle
Bakmayın, ahmağın öküzlüğüyle
Seyredin yamacı dik düzlüğüyle
Basar gözü ile dereye kadar
Yüzde seyredersen düşen çukura
Değer verme küfri miyâra kura
Teveccüh et Hak kelâmı okura
Bir katreden külli küreye kadar
İsterim ki her tarakta bezimiz
İstiyoruz her yemekte tuzumuz
İsterim ki her ocakta közümüz
Parlasın Hacer’den Sâre’ye kadar
Şîd’in tezgâhında dokundu isen
Davûd’un diliyle okundu isen
Seddi Zülkarneynden sakındı isen
Akın; Seddi çinden buraya kadar
Dişine dokunan helâlse eğer
Cana has ibâdet imişrtir meğer
Kendinde nakıslık fehminse eğer
Davuldan zurnadan curaya kadar
Dört kapının anahtarı elinde
Yüz on perecenin pervaz dilinde
Gönye,şakül, terâzi pergelinde
Tondan kilô, gram, fireye kadar
İlm-i irfan derki: dikkât et söze
Emânettir bedendeki can bize
Halkedince verdi şeref şan yüze
Üçgenden dikdörtgen, kareye kadar
Servetin; beş metre çaput İSLÂMİ
Sırttan alınacak kaput İSLÂMİ
Tahtın cansız tahta tabut İSLÂMİ
Âlem-i bekâ da süreye kadar
17/11/2018 Cümüaertesi
08 Rebiülevvel 1440
Mehmet İslami
Kayıt Tarihi : 17.11.2018 16:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!