Bu yel
nerden gelir böyle
uzak uzak,
Kayıpmıdır,
yorgunmudur,
bir yol dursa da
sual sorsak.
Bu hasretlik hali,
ekmek eden anaların
oğul türküsümüdür,
tütsüsümüdür
acının düştüğü yerin,
vah vah …
gadası başım üstüne
bir yol dursa da
kokusuna yansak.
Bu yel
nerden gelir böyle,
peşinde küçük ütopyam,
sesinde yeşil bahçem.
Arayı arayı,
Bulmuş ben gibi belayı
alnında
Çiğdem sarısı perçem…
Dur şimdi,
Çelme sabrımı
Henüz yeni uyuttum
Şuramda ki eşkiyayı.
İstememmi
Kol kola
Geçip dağlar sırtından
ovalar aşmayı,
dur şimdi
iğneleme etimi
dur,
kırar zincirimi kaçarım,
hani mevsimde
firar mevsimi.
Kayıt Tarihi : 14.5.2007 12:06:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yusuf Kenan Çetinkaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/05/14/firar-mevsimi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!