(ahh benim saçları uzak deniz, gözleri yüreğimin gözü sevdiğim
sana bu balkon sofrasında ve fesleğen kokuları arasında
her gece olduğu gibi bu gece de sanki ilk olarak,
sana senin şehrini, İstanbul’u sunacak,
o hiç dokunamadığın ellerim)
....
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
istanbulun oeskicumbalı balkonlarından hanımeli kokuları yayılan istanbulu hayal eden sevgili hocam cevat bey istanbulun o güzelliğini bozanlar okusa bu şiiir uatanırlarmı acab a kutlarım
böylesine şehirle bütünleşmiş bir aşka, o aşktan kalan hatıralara ve o hatıraların şiirin hüzünlü yüzüne nasıl yansıdığına tanık olduk.. şimdi o şehre içinde kaç aşk sakladığını sorsak, yüceliğinin karşısında diz çökerdik belki.. bize de bu yakışırdı usta, aşkın karşısında diz çökmek..... yüreğinize selam olsun, kutluyor, saygılar sunuyorum.. teşekkürler şiire..
Şehir ve aşk.Şiir ikisini de bütünlüyor İstanbul yaşamı içinde.Güzel kokularını ve görüntülerini yansıtan o mükemmel şehrin.Kutlarım Cevat Bey.Saygılar.
Anıların aynasında dekor tutmaz sevda serüvenleri Çünkü sevdanın ve serüvenin kendisidir o dekorlar biraz da...Ferhat'ı dağından ayırsan Ferhat Ferhatlığından bir şey yitirmez...Dağ dağlığından, sevda sevdalığından bir şey yitirmez ama bir efsane biter, bir masal hiç söylenmemiş olur...Bir şiir boğazına düğümlenir şair duruşlu bir çığlığın, diyerek dehşetle kutluyorum usta...Bir şiir sever olarak teşekkür ediyorum bu şiir için...Sonsuz saygılar size...
işte biz de tezgahımızı balkonda her gece, böyle kurarız canımın içi
boğazın dalgasını izleriz, öper Kızkulesi eteğinden ada sahillerini
sen bana ve İstanbul’a gülümseme olursun, biz de sana ağır hasret
...sıralı yokluklar bile varlığını doğurur bu sofrada,
böylesi de, hayret ki ne hayret. '
Öyle bir güzellikti ki, bu bu prenses, balkonlarından rengarenk sarkan sardunyalarıyla gece sefalarıyla ve papatyalarıyla gözleri dolduran, ruhları neşelendiren bir güzellikti... Ya şimdi... Öyle şeyler diyesim var ki, ama demeyeceğim, ama o güzellikler şimdilerde görünmez oldu insanların gözlerine, ruhlarını neşelendirmiyor zira. Onu yerini şimdilerde, Akıllı telefonlar aldı ve filozof sofraları kayboldu, akıl ve izan kaldı mı? Bilemiyorum Cevat Bey. Bu duygu yüklü, duyarlı şiirinizi yürekten kutlarım. Mutluluklar sizinle olsun, esen kalın.
tüm akşamlar ve geceleri, geceye sığınan tüm hasretleri, rakı şişine sığdırıp
içimizde ki okyanuslara atmalı dedim şiiri okurken... hasret o kadar yoğun işlenmiş ki acı acı yutkunuyor insan...
şehirler aşkı ve hasreti doğururken aşklarda o şehirlerde böyle yağmur böyle deniz böyle muhteşem şiir oluyor...
Gönülden kutlarım kalemin derinliğini..
Muhteşemdi...
saygı ve sevgilerimle..
Babam ve çocukluğum aklıma geldi... Ve şu an Halim çok pis
Rastgele seçilen şiirler nasıl denk gelir
Bize
Saygılarımla
gerçekten çok güzel bir şiir kaleminize sağlık
43987097 - Aktif 15.08.2011 12:16:00 Aktif Yap | Pasif Yap | Bu Görüşü Sil
Şiir: 1598609 - Filozof sofrasının prensesi
Yazan: Feriha Deniz Esen
öyle etkileyici bir sunum ki..tekrar okunası güzellikte..kutlarım
Biran, eski türk filmlerinden bir kesit izler gibi oldum.
Harika bir anlatim, okumaya doyamadim.
10 puan** selamlar.
Bu şiir ile ilgili 108 tane yorum bulunmakta