Filizlenen Umutlar Şiiri - Rüstem Badıllı 3

Bir gece, yarım kalmış bir şehrin üstüne düşerken,
gökyüzü, karanlığın derinliklerinde
bir çiçek gibi açılıyor,
her yıldız, bir hikaye fısıldıyor,
kayıp olanların ayak sesleri yankılanıyor.
Bir sokak lambasının sarı ışığı,
eski bir resmin anısını sarıyor,
sanki her gölge bir özlem taşır
ve tüm duvarlar, hatıralarla dolup taşıyor.

Kaldırımlar, bir zamanlar aşkların yürüdüğü,
şimdi yalnızca düşlerin kaybolduğu yollar,
her bir taş, bir kaybı,
her bir çatlak, bir gözyaşını anlatıyor.
Bir rüzgar eser,
içinde yüzyılların sesini taşır,
o ses, göğsümde yankılanırken,
hayallerim, birer birer dağılır.

Yalnızlık, köşe başında,
bir yudum çay gibi soğuyor,
her yudumda bir şey kaybediyorum.
Bazen bir anı gibi,
bazen bir yüz gibi,
geçmişin karanlık köşelerinde
seni arıyorum.

Gözlerimdeki sis,
sokakların derinliklerinden fışkırıyor,
bir an, o eski gülüşlerin yankısı,
bir bahar rüzgarıyla sarhoş olmuş,
benimle birlikte kayboluyor.
Bir bahçenin yeşil hayali,
sarı çiçeklerin arasında parıldıyor,
ama hepsi birer birer soluyor,
bir düşte kaybolmuş,
bir hayalin gerisinde saklanıyor.

Bir gökyüzü,
çizgilerin arasında açılan bir yarık,
ve bu yarıktan süzülen umut ışıkları,
belki de bir gün geri dönecekler,
belki de başka bir zamanda,
başka bir şehirde,
başka bir benle buluşacaklar.
Ama şimdi,
gölgelere karışmış bir hayal gibi,
ben buradayım,
sadece var olmak için.

Geceye düşen hayaller,
bazen parıldayan bir su damlası gibi,
bazen de karanlık bir düşünce,
sürekli kaybolan,
ama asla silinmeyen.
Ve ben, her bir yıldızda
bir gün doğumunu beklerken,
şehrin sessizliğinde,
bir mürekkep lekesi gibi
kalbime düşen çizgileri çiziyorum.
Her çizgi, bir anı,
her anı, bir kayıp,
ve her kayıp,
yeni bir hayal kurmama neden oluyor.

Bir şehrin yarı rüyasında,
benim adım da unuttum,
ama tüm sokaklar seni hatırlıyor,
tüm caddeler,
senin parmak izlerinle dolup taşıyor.
Bir gün gelir misin,
bir gün geçer misin buradan,
bir çiçek gibi açılan düşlerimin arasında?
Yoksa ben mi,
bir rüzgar gibi kaybolmuşum
seni ararken,
bir başka düşte?