Önce köle sahibi
ardından soylu kelimesi çok geçer
orta çağda
birazdan patron gelir
az verip çok alan
anamın kayısı ağacı gibi
bugün günlerden nisan
depremin önemi yok
ırkçılığın savaşında
töreyi taşıyanlarında
japonlarda bize benzeyecek
Nerde o nerde ben
akşam sefası gibi
o ayrı renkte ben ayrı renkte
kar tanelerinede
benzediğimiz olur
ben rakıyı yemekle
güzel bir şubat akşamıydı
çalan telefonumda soldu
peynir ekmek misali yani
bakarsın rumeli hisarında yersin
bakarsın bir çocuğun oynadığı bebeğin
Uyumuştu telefonda
soluğunun içinde
bir gidip bir geliyordum
farkında bile değildi
oksijeni olmuştum
Her gün bir alem kurarım kendime
dünya beşerisinden uzak
avuntu içimde çingene kızı gibi şen şakrak
sonra yakalanırım gene o sessizlik kervanlarına
öfkelerine hüzünlerine sevinçlerine
sonra gene bir alem kurarım kendime
Beni mutlu ederken
gülleri gün batımı akşamlarını kıskandırmıştı
benim için giydiğin kırmızı elbisen
afiştelik daha bir alıp götüren yan vardı
o gün gözlerinden sezilen
Meyhanede bu akşam
dönüp duruyor pervane
serinlemek yada şiir için
cazip bir kelime
eklemek lazım yanına ama
bir kaç kelime
04.07.2009 cumartesi
bizim saat ile gece iki
onun saatiyle akşam yedi
ihtimalle mesaidedir şimdi
o yeleleri rüzgarda uçan
Her eylül ayında
isimsiz geleneğimizi kutlarız
ilk defa okula giden kadar
gidemeyen çocuklarımızla
(ekim 2009)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!