Dön bakalım dön
nereye kadar
sensiz bir dünya
genetiğimde var
01 07 2011
Kanalında uyuyan
köhneleşmeye yüz tutmuş gemi
restore ediyor şimdi kendini
ihtiyarlamaya terk edilmiş ruhu canlandı yeniden
ama terbiyesizlik ediyor
illede ben on sekiz yaşındayım diye
Horozlar uykusuydu sundurmada
sen bana ay da bahçede yapraklara kırılmış
bedenlerde kiraz mevsimi
ne anayasa paketi ne haberler ne güneş
umutsuzluk umut hırs öfke gök kuşağı şimdi
Kopardım onları sabahın altısında
bükmüşken boyunlarını
iki saat yolculuktan sonra soldular sandım
girince yumuk gözlümün vazosuna
hep beraber açtılar
Hayatında kendin için değil bir şey için
en az bir kere
yaşamından vaz geçmelisin
verdiğin leylakları geri getiren ilk yazdır
savurur atar bencillikleri
aşkına aşk katar
Telefonum çalınca
önce kokusu sonra sesi gelir onun
ardından telaşı
uykuda isem şaşırırım
sabahın erken olmasına
alıştım sonra
Yücelerin yücesine emek derler adına
onun bahçesinde doyamazsın tadına
onun evi ellilik kerpiç önü sundurma
o bahçenin sevdalısı bir kadın var
adı fatma
Elma ağaçalarım açtı
üç tane
bembeyaz
seyrine doyulmaz
altına gider
koklarım baharı
Belki bir bilemedin iki kiraz mevsimi olmuştu
bu şehri görmeyeli belki hiç bir zaman
hortlamayı denemiş sözcükleri savruk
sert içimli bir sigarayı andıran sokakları caddeleri
dokuz yüz beş adımlık caddeni
Kurumuşsun işte
dal gibi
suçlusuda köstebek
güneşten koparacak
zamanında kalmamış tırnaklarım kadar
baş tacı edecek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!