Ne zaman ki başlasak konuşmaya,
haykırsak hakkı yılmadan, bıkmadan, bağıra çağıra,
İşte o vakit bizi karanlıklara boğacaklar.
Kör kuyulara atacak, ezecek, kan kusturacaklar.
Yetmeyecek, bizi kendilerine muhtaç edip, yok sayacaklar.
İşte o zaman gün doğmadan beraber doğacağız.
İlk defa üşüyorum bir haziran gecesinde.
gözlerim,
kadife gibi serilmiş bir göğün,
ahenkle saçılmış yıldızlarına bakmakta.
Ve tüm ihtişamıyla ruhumu aydınlatan dolunayına.
Gönlüme düştüğün gün,
Işıldarken gözlerime, gözlerinin rengi..
İşte hayat budur diyorum.
Usul usul eserken tenime o meltemli gülüşlerin..
İşte huzur budur diyorum.
Gülümserken ellerin, saçlarımda
Öyle güzel, öyle özel.
Deniz köpürmüş,
Sensizlikten mi yoksa siteminden mi hiç bilmem..
Ay gitmiş, gök kara çalarken, yıldızlar sönmüş.
Küsmüşler sana yoksun diye.
Kumların kalbi kırılmış,
Life is too short to be sad.
I can't cry for you.
Street lights light up my eyes.
Just like the sun, it lights up my night.
What a beautiful life.
Görmek istemiyorum o pis suratlarınızı.
İğrençliginiz bir alın çizgisi misali,
zift gibi olmuş kalplerinizin yansıması.
Baktıkça kim bilir
ne şerler saklı o sahte yüzlerde,
hissettiğim yalnızca bir mide bulantısı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!