Istanbulda kopru ustu,
Herkesin bir isi vardir.
Uzakta, çok uzaklarda,
Simdi Bingolde bahardir..
Oltaya dustu baligim,
Ben can sıkıntısına çare buldum
İşim varmış gibi davranıyorum
Aşıkmışım gibi yapıyorum
Bekliyorum orda burda
Ne bu telaş diyor biri
Treni kaçıracağım diyorum
Yoluna kurban olduğum
Aziz bildiğim, evlattan!
Şanın, şöhretin dörtnala
Koşa gelmede milattan...
Dört ufkundan mühür mühür
Yaşamak uğruna bir tanem ne varsa
Her şey yüzün suyun hürmetinedir.
Şu tablo, şu nehir, şu vişne dalı
Her şey yüzün suyu hürmetinedir.
Boş yere mi kumruların ötüştüğü,
Yıldızların gece yarısı düştüğü.
Yaşamak uğruna bir tanem ne varsa
Her şey yüzün suyun hürmetinedir.
Şu tablo, şu nehir, şu vişne dalı
Her şey yüzün suyu hürmetinedir.
Boş yere mi kumruların ötüştüğü,
Sevdiğim, baharda açan çiçek
Gibi, rüzgâr rüzgâr içerimdesin
Bir tatlı özlemi hatırlayarak
Şavkıyan ay gibi içerimdesin
Ümit senden gelir, teselli senden
Bu cadde İstanbul Caddesi,
Aziziye minaresinde çifte ezan
Nal sesleri, motor gürültüleri
Arasında kaybolursunuz bazan.
Burası dellal pazarıdır
Eski eşyaların satıldığı
Beyazitte tütüncü dükkanları
Tramvayda dizi dizi kadınlar
Günlük endişeler, aşklar, günahlar
Tanıyorum hepinizi kadınlar
Bir yaşama gücüdür, sabahleyin
Özlemini duyduğum şey, bütün bir yaz,
Boğazlar içinde ille mavi boğaz.
En güzele, en yüceye, en maviye doğru,
Üzengisinde, bir hırçın atın, doru
O ki yollar yeşildi, geçtiğimiz
Turunç turunçtu dağların ardı.
Aşikar, gün gibi güzelliği
Bir Misis Miniver vardı.
Akşam saatleri bahçeler ıssız
Feyzi Halıcı'ya Vefa Gecesi'nde diğer bir üstad Yavuz Bülent Bakiler "Tek Başına
Kültür Bakanlığı" benzetmesi yapması, O'nun ne kadar önemli kültür ve edebi-yat adamı olduğunun göstergesidir.