Abdulum gittide haber vermeden
Burada doğru dürüst yüzü gülmeden
Bu yalan dünyadan murat almadan
Köyün gülü soldu canım Abdulum.
Varır varmaz hoşgeldine gelirdi
Düşem dedim düşemedim aşkına
Çok darbeler yedim döndüm şaşkına
Bağışlayın bizi Allah aşkına
Neredesin dost, neden gelmen dost
Çok özledim dost dost dost
Birincisi Emmare kula kapı acılır
Ikincisi Levvame cana kumaş biçilir
Üçüncüsü Mülheme dostdan feyiz sacılır
Kah ağlatır kah güldürür
Dostum beni beni beni
Kah diriltir kah öldürür
Dostum beni beni beni
Hayellerim hayal oldu
Muhabbetin düşdü cana pişer Mecit Mecit diye
Sakin akan duru sular coşar Mecit dost dost diye
Dağ başında karlar yağar serper Mecit Mecit diye
Kuşlar gibi kanatların cırpar Mecit dost dost diye
Görmez oldu şu gözlerim
Canım seni çok özledim
Kor aldı içim sızlarım
Neredesin gül efendim
Dertli dertli çalar sazım
Mecit baba aşkı düşerse cana,
Gezer dolaşırsın sen yana yana,
Dertleri çilesi dermandır sana,
Düşersin yollara alışın giden.
Ağla ey gözlerim gülersin birgün,
Aşk ateşdir aşk sevgidir
Aşk muhabbettir aşk rahmettir
Aşk imandır Aşk berekettir
Aşk sevgiliye özlem ve hasrettir.
Aşk mecnunu çöllerde gezdiren
Aşkla dolu coşan seller
Renkli renkli açan güller
Allah için dönen diller
Durmaz Mevla deyi söyler
Engin yüce dağlar taşlar
Bu kapı dostun kapısı
Bilenlere selam olsun
Eşşikten adım içeri
Girenlere selam olsun.
Dostlar sohbetine karış
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!