Gülü sevdiğini dersin,
Diken batınca eline,
Ne de çok feryat edersin,
Bak dağlara,
Gün batıyor üstüne,
Gık çıkmıyor dağlardan,
Yüreğinde hissediyor,
..
Büyük imtihan bitti, indi tabut
Geldiği yere gitti, kaplı kabuk
Cevapların burada, defterin, tut
Feryat! Ah dönebilsem, geçti sabık.
Kimi getirdi geri, hangi ağıt
En şaşaalıları rafta kâğıt.
..
Kılıçlar çekilmiş, ortalık feryat figan
Fatihalar okunmuş millet toz duman
Aziz ömürler duman duman
..
Yine mevsimlerden Sonbahar,
Aylardan hüzün...
Yaşam, Bir kelebeğin ömrü kadar.
Ve son deminde... solan yüzün.
Sessiz bir feryat yüreğini dağlar,
Haykırmak istersin... ama bitmiştir sözün.
Hicran mı, hicret mi... nedir doğru karar,
..
Şu kalbimin acısı
Berduş eyledi beni
Ve benden kaydı hayat
Bilemeden kıymetini
Beklemiyorum yarını
Dönebilsem ah geri
..
HAZRETİ ÖMER ve ŞAHADET
Hz. Ömer Kureyş kabilesinden olup hicretten 40 yıl önce veya Fil Vak’asından 13 yıl önce Mekke de doğdu. Babası El-Hattab, annesi Hanteme Binti Haşim B. Muğire dir.
Kâinatın Muktedayı Ekmel’ i (sav) tarafından Ebu Hafsa künyesiyle taltif edilmiştir ve Efendiler Efendisinin kayın pederi olma şerefine nail olmuşur.
Çocukluğunda çobanlık yapmış ve gençliğinde dil, edebiyat ve hitabetle ilgilenmiştir. Yıllık olarak düzenlenen panayırlarda güreş, iyi ata binme, hitabet ve şiir yarışmalarında üstün başarılar göstermiştir. Bu üstün yetenek ve bilgisinden dolayı Mekke şehir devletinin parlamentosu konumundaki Darü’n Nedve de parlamenter olarak görev yapmıştır. Peygamberi öldürme fikrinin babası ve önderi olmayı da burada kabul etmiştir. Bu önderlik peygamberi öldürmeye giderken yaşadığı olaylar silsilesi ve Âlemlerin Rabbinin hidayet nasip etmesiyle öldürmeyi gittiği kapılarda hayat bulmuş ve o Muktedayı Ekmel’in (sav) önünde Müslüman olarak Hadis ve Kur’an tefsir ilimlerine önder olmuştur. Sahabe-i Kiramın müctehid, ulema ve fukahasının başında gelmiştir.
..
Yıkıldı hayallerim
Yaşanmaz oldu dünya
Göçmen kuşlara döndüm
Feryat bitmiyor ana
Ağlamak sızlamak boş
Umut kuş gibi uçtu
..
Ne feryat edersin divane bülbül?
Ne boyun bükersin biçare sümbül?
Gönül bahçemizde, gonca gülüm gül
............ Dumanlı buz tutmuş Murad’ın mı var?
............ Su kaynatmış Hacı Murat’ın mı var?
Çanakkale siper, haç kıyımına
..
Unuturmu güneşi
Gündüzü yaşayan
Dağların ardında
Mehtapla ay'la
Gecen zaman
Gönül feryat eder
..
Ben,feryat derim,sen avaz avaz.
İçime atarım ya,hep seni,
Sen sustuğumu sanarsın,
Ben yutkunduğumu bilirim.
Benim ayaklarım sapasağlam basar ya,
Sen büklüm büklüm bakarsın.
Sanarsın giden güçlüdür,
..
Aradaki engelleri
neden niçin koyuyorsun
uzaklardan bakıp bakıp
gülüyorsun gülüyorsun
Feryat eden şu kalbime
kulağını tıkıyorsun
..
Dilimde sana sitem varsa boşver aldırma
Gönlümde feryat varsa sakın şasırma
Seni sevdigimi sakın unutma
Sitemim sana olan bir sevgidir
Feryadımsa sana olan bir yara
Seni sevdigimi sakın unutma
Geçen o yılların hatırası varsa
..
Baharlar kışa dönmeden
Göçmen kuşlar uçup gitmeden
Yad eller bize görünmeden
Sevişelim a sevgilim
Yapraklar dökülmeden
Mevsimler kışa dönmeden
..
Konuş güzel kadın
Yasak olsanda bana
Sevişiyor gözlerim
Feryat ediyor gönlüm
Biliyor gideceksin
Benim değil
..
Bir gönül inlerken bir başka gönül;
Gülüyor inleyen gönlün haline.
Bülbül feryat edip yanıyorken gül;
Devam eder alayla kıyl-u kaline.
Biri zalim sultan, diğeri esir.
Lakin esirlikte bile lezzet var.
..
Aydınlık aradım ıssız karanlıkta
Bir aşk ışığı aradım kendimce
Ne zaman bir kibrit yaksam içimi aydınlatmak için,
Nefesim izin vermedi
Gözlerim durdu kalbim söylendi
Boş ver bu hayat sana göre değil arama bir aydınlık diye
Yüreğim yalnız kaldı bu yaşamda
..
Artık hicran dolu bu gönül seni neylesin
Bırakıp gittin beni ey zalim gönül acı söylesin
Sen yoksun yanımda üşüyorum her gece hasretinle
Deli boranlar eser başucumda gecem dolar sensizlikle
Sus yüreğim sus feryat etme
Duymaz seni dağlar denizler
Bu gökyüzü,bu tepeler
..
Aşk sessiliği yırtan feryat
Aşk bağlandığına kör inat
Aşk gönüllerde başka tat
Aşk ne ki dilsiz edebiyat
Aşk medine aşk mecnun
Aşk gök kuşağında salıncak
Aşk alemlerin Rabbinde ara
..
istemem bu dünyanın saltanatını. istemem sonsuz bir günün yarını.
kalmadın ki şahlara kalasınki bana. elbet birgün bu beden toprak olacak.
olsan da kainatın en güzeli. olsan da padişahların göz bebeği.
ölüm tanımaz ne zengini ne fakiri. ölüm tanımaz ne yaşlıyı ne genci.
elbet birgün bu beden torak olacak.
..
kandan bıktım bahar olsun
çağlalı, bademli eski bir bahar
ateş yüzü görmemiş yeni çocuklar doğsun
ve insan,
hiç yaşamamışlar gibi kaderlerini
hepsi yeni
..