Ey martılar; gidin başımdan!
Okyanuslara uçun özgürce.
Beni,benimle bırakın,baş başa,yalnız...
Hesabım var kendimle,sessiz sedasız.
Çırpınmayın başımda çığlık çığlığa,
bu ayrılığa feryat faydasız.
..
Gökyüzünden sıyrılıp düşen yağmur tanelerinin tenine değmesi bile nazarına vurgundur bende. Saçların üzerinde, telinde bir damla olsam. Süzülsem yanağına, dokunsam billur dudaklarına. Bir seni dinlesem, varıp kulaklarına bir seni işitsem. Karanlıkla dolan gözlerine sırılsıklam bir bakış olsam. Hüznün dallarına çıkıp koparsam seni. Feryat ile inlesen zihnimde. Bir seni düşünsem bir seni ansam. Belki bir hayal ürünü sadece seninle beslediğim yüreğimdeki sevda kokan nağmeler. Bilinmezlik çamuruna saplanıyorum her gün. Zihnimde buzlanmış bir düşüncesin eritemediğim. Bir devletim aslında kendine hükmü geçmeyen. Bakışınla müebbet yiyen bir hicranın koynunda sallanan bir bebe gibiyim, seni tanıyan ama anlayamayan. Bu sevda amansız gelir, darboğazda nefesler kesilir, ulaşılmaz olur gayeler ve sen. Hükmüm geçmiyor bu hoyrat bedenime seninle sıvıyorum yüreğimdeki kırıkları ama aslında bir yarıkta sen açıyorsun. Bile bile vuruyorsun dilindeki gürzünü. Efkarı dağları paralayan, sonsuzluluğun silsilesine sarılan bir derebeyiyim sanki. Gözyaşlarıyla hasadını ıslatan. Sensiz kaç iklim yaşıyorum biliyor musun.
Kışı bilir misin? , Annenin sarmaladığı o pamuk ellerin şükrü boşalır gökyüzünden, bulutlar rahmet damlalarını terk eder. Kıvılcımlar kovalar sevdanın üfül üfül esen nefesini. Seninle başlar beyaz ve mavi damlalar. Seninle son bulur hayatın bu savrulup giden kervanı. Boz bulanık hülyalarım seninle aydınlanır seninle yıkanır gönlüm. Edep deryasına savrulur zamansız kirlilikler. Yağmalanıyor sonsuzluk, içimde kanayan sevda türbesinin dizlerinin dibinde. Sana varmanın umutsuzluğunda ellerim parçalıyor ayrılığın tükenmeyen ıssızlığını. Katar dizisini bir sicim ile bağlıyorum hasretime ve sen çözüyorsun vuslatsız gurbetimi. Bak yine rahmet damlaları dökülüyor bu Cuma sabahı. Sela nın güvercinleri geziniyor ruhumun yamaçlarında. Bir sen yoksun evet sen, diyar-ı gurbet gönlün sarayında.
..
Feryat
Feryadım
Kılıç gibi keskin
Dersim gibi kinli
Fırat gibi deli
..
Sessizliğinde boğuluyorsa bir kadına
Feryat etmek ağır gelir
Figan düşen yüreğe
Nazende sus pus gelir
Efsunlanmış gönül
..
Yıllardır içimde bu dinmez kahır, Miras kalmış bana kadim kitaptan, Kalmadı ruhumda bir nebze sabır, Yarabbi kurtar beni bu ifrattan...
Bıraktım yolunda şanı şöhreti, Bülbülüm avazım feryat figanda,
Terk ettim de artık sonsuz gafleti, Kalmayacağım artık bu handa…
Rabbin ahdiyle yeminler olsun, Dünyada zulüm bitsin Allah’ım, Yaşanan vahşet artık son bulsun, Kulunun yüzü gülsün Allah’ım…
Atakum2016
..
Saçlarına dökmüşde,dumanın her tonunu.
Kirpiklerin saklayıp,kaşlar arasına,
amaçsızca esip savurdu, saçları karışık.
Güneşi gizledi, uzun parmaklarıyla.Sebepsiz.
döktü yüreğinden, sopsoğuk hüzünleri.
Sarının her tonunda, kirpik kirpik yapraklar.
Yaşanmadı böyle yas, böyle acı,feryat.
..
Sırra kadem bastı bu gün tüm feryat figanlar
Ağıtlar sessiz tıpkı benim gibi
Masalsı bir rüyanın kadim köleleri
Ziyanıma nasıl bir isim koysam
Hangi ad ifade eder çektiklerimi...
..
Zaman aman, amanlar içinde
Dünya dönüyor yalan üstünde
Zalimlerin zulmü bitmiyor
İnsanlar feryat figan içinde
Hakikatler hançer ucunda
Dünya dönüyor duman içinde
..
İç sızılarının imbatlarına yağmur sokulsun gecelerde, dilinde bir türkü olsun feryat
El açma karşılığını bulmayan hüzünlere, kelimelerden kuleler yapmaktır aşkı yazmak
Sıkışan yüreğinin dalgalarına bir kuş resmini yapsın aşk, cemrelerle boş verir başak
Bulutların sırtına binerek dağlar aş, mendilsiz izlenmeyen bir oyundur aslında yaşamak
Lal olan sevdalı gövdeni ezdirme dosta düşmana, bir var, bir yokmuş masalıdır hayat.
Dağılmış bir geceden arta kalan anların telvelerinden bir kuş havalanır güne, umutsuz bir yankının elası düşerken gözlere. Hep bir başınalığımızın elim tanıklarıdır yaşananlar, kalburüstü bir mevsim geçişiyle iç geçirirken sevilere. Dimağımızdaki o özlem hareli yangınlar söner, avuçlarımızdaki yorgunluk içimizdeki şiirleri dişler ve her yaşama tutunuş zifiri bir heyecanın heybesinde gölgede uyumak ister.
..
Sen gittin gideli tüm mevsimler değişti. Her mevsim hazan şimdi sarı yaprakların uçuştuğu. Ve şimdi hüzün biriktirmeye başladım dudaklarımda, okyanus derinlikleri yanaklarımda.
Bıraktım artık güneşin sıcak nefesi yanaklarımı okşayana kadar sevdaya dair şiirler yazmayı.Şimdi sabahlara dek feryat dolu türküler yazıyorum. Ardından tüm suskunluğumla okuyorum avaz avaz, çığlık çığlığa.
Şimdi sensizim... Aslında önce sensizliğin nasıl bir şey olduğunu anlatmalı. Sen sensiz kalmadığın için bilemezsin tabii ki. Sensizlik nefes alamamak, sensizlik her mevsim sonbahar yaşamak demek. Sensizlik, körpe bir karacanın vahşi bir pumanın dişleri arasında son nefesini vermesi demek.
Ve sensizlik! ! ! Bilemiyorum, sensizim işte...
Alanya,2001
..
Kaldım şimdi kamıştan bir gedikte,
Herkes toprak olurdu da, bense bu neyde.
Huşuyla ses veriyor aman susmasın bu ney,
Yıkılsa da mihrabım, kimse demesin bu ney.
Feryat eder gibisin, bu neyin hatırası?
..
hayata feryat eden kadın
arkadaşına söz söyleyen kadın
neden böyle isyanlısın anlamadım
senin bu kelimelerine dayanamadım
Kalbim bezdi senden çünkü vefasız...
..
KARABAĞ’DA
Karabağ’da çiçek açan her yerin
Alnında şafak gülü var her erin
Azerbaycan’da gençler feryat ediyor:
Ne olur onlara muhabbet gösterin.
..
Bir bahar mevsimi yoluma cikti
Yasli gözleriyle yüzüme bakti
Kiymet verdiklerim dünyami yikti
Diye feryat eder yalniz bir kadin
Tutdugu dallari kalmis elinde
Kederi sitemi hepsi dilinde
..
Bu dünyayı var eyledi mevlam
Bir dem yok ol dese yok olur gider
Akmaz olsa hayat veren o sular
Toprak dile gelir kul feryad eder.
Birbirine muhtaç dünya varlığı
Bir an kıyasla ölüm ile sağlığı
..
Feryat eder müminler bilmem kaç ilden,
Mazlumun sesidir gelen her yerden
Bu zulüm hep gavurdan, hep elden..
Bize bin Bilge Kral gönder Ya Rab;
Bir Şam'a bir Urumçiye,
Bir Kahire'ye bir Çeçenya'ya...
..
Sarma sarma dolanan saçların,
Işığın yansımasıyla, güzelliği hissettiren gözlerin.
Kapısını açar, küsmüş kalbin ve aşkın
Doğrusu can alıcıdır sözlerin.
Susma gülüm, ömrün kısa.
Feryat edişlerim başlar…
..
Ey Dilruba derle dolu andelip,
Ötüyorsun seherde güle gelip,
Eyledin gülşeni derde mübtela
Ah-ı efganın ile feryat edip…
Hezâri
..
Çaresiz bu gönül çile çekerim
Gamları biçerim hüzün ekerim
Umutsuz yönlere döner tekerim
...Ayak doğru gider diz feryat eder
...İşte ben böyleyim senden ne haber
..
Günlerdir babasından gecelecek bir haber bekliyordu
Dayanacak gücü kalmamıştı
Acı ıhaberi aldı yıkılmıştı dünyası
Yoktu artık babası hıçkıra hıçkıra ağlıyordu
Gözyaşları isyandaydı kara haber duyulmuştu
Acılar içinde yıkılmıştı artık
Yüreği acılardan yanıyordu
..