Emim uşağı
Ula kız emim uşağu
Sen ne biçim bir Uşaksun
Beline sar laz kuşağı
Şu vefasız dünyada bir güzele vuruldum
Hazin hazin çağlayıp demle doldu gözlerim
Ben feleğin elinden derte düştüp yoruldum
Hazin hazin ağlayıp nemle doldu gözlerim
Katre katre yaşları yere serip ağladım
Bir nazım var sana güzel sevdiğim,
Gizli esrarları aç yavaş yavaş.
Lütfedip emrinle bildir benliğim,
Gönlümün pasını sil yavaş yavaş.
Estir seher yelin gönül evime,
Günah terazisine koyup nefsimi tarttım
Çektiğim tüm cefalar hayırdan ağır geldi
Kılı kırka bölmeden ene gölünde battım
Bildiğim tüm vefalar sade yaşımı sildi
Hakka elimi açıp halime şükr eyledim
Bir sözün özünü dil anlatmasa bile yüz ifşa eder
Arif olan insan kulun sözüne değil yüzüne dikkat eder
Ferit battal
Hak divanında
Ser olsa da sevdam halk divanında
Mevla yı anmayan candan bana ne
Şek şüphe saklamaz kul imanında
Hak için yanmayan kandan bana ne
Kalplerin hâkim,tabibi
Sensin benim yaradanım
Dertlerin merhem sahibi
Sensin benim yaradanım
Teni candan eder şaki
Hep ağladım hiç gülmedi bu yüzüm
Sen bana bu bahtı karamı yazdın
Ağlaya ağlaya Nil oldu gözüm
Sen bana bu bahtı karamı yazdın
Bir han yaptım elin kızı kuruldu
Ben bu dünyadan usandım bıktım âlemin dilinden
Bu can bedenden çıkmadan kazın benim mezarımı
Bir değil beş sille yedim bir muhannetin elinden
Bu can bedenden çıkmadan kazın benim mezarımı
Ne aşk kaldı nede neşe kullar düştü mal peşine
Nefis denen namerde sen beni muhtaç etme
Bir kalp aşkla yanmazsa şu beden hiç erirmi?
Ben sana maşuk dedim yıkıp bırakıp gitme
Bir kalp aşkla yanmazsa gönül hiç yeşerirmi?
Ben elifi zikr ettim mim harfi oldu hecem
az önce harika bir şiir okudum şimdi ise o şiirin sahibini yürekten kutluyorum.