Nereden düştün yine aklıma bir rüyadan
Nasıl düştüm eline anamın kucağından
Gafletin o uykusu seninle yakaladı
Dünyam Yusuf Kuyusu misalince karardı
Gözlerinin altında hep mor halkalar vardı
Bir sır gibi düşerdi içerime gözlerin
Muhteris zamanları saklıyordu hep ardı
Tutuşurdum değince gözlerime gözlerin
Onlardan bana şimdi yalnız özlemin kaldı
Ve kaktüsün nazını öldürecek sözlerin
Bir su ver ellerinden yandım ey aşk-ı kübra
Ah olup-olmayışın yaktı beni bu mecra
Yıktı beni kabusun ardında duran gerçek
Sen gibi bir acı bu ne geçti ne geçecek
Faile meftun olmuş kalpler besler sinegah
Bir ölse bin var ama taşınmazki bunca ah
Kan akıtıp içmeli gözlerinden
Her bir kadeh hayat bahşetmelidir
Eyüp gibi kurt dökmüyorsa tenden
Kaf Dağı'nın ankası ölmelidir
Şiir yazdıkça güzelleşirim ben
Herkes hünerini göstermelidir
Tükeniyor hislerim mana çıkmaz nesneden
Duymuyorum sesleri anlamsız hep şarkılar
Kaçak bir mahkum gibi adım çıkmaz kimseden
İsmim anan olursa sanırsın asacaklar
Beni öldürür durur her akşam bu saatler
Demek gidiyorsun
Haydi git
Gün/lerden kıyamet
Vakit intihar vakti
Ne bir uz var hayatla
Ne varacak selamet
Duygu gemilerimdir yüklenen elemleri
Benimdir rıhtımda da kırdığı kemerleri
Gemiyi getirecek bir rüzgar yok eminim
Küpeşte de duran kim baktım ki o sevgilim
-Ey gönül gökyüzünde seğirtip uçmak vardı
Bozulmuş bir ahenge üfledik neyimizi
Dipsiz uçurumlardı her gecesinin ardı
Kuruyan denizlere hapsettik gemimizi
Güneş dahi sarışın çölde guruba kaydı
Kurtaramadık gönül matemden izimizi
Seni unutabilsem Feriha
Ne gözlerin gelse aklıma
Ne de saçlarını anımsasam
Kaybolsa ardında
Gölgemin, suretine düşürdüğü izlerim
Sen görmesen
Yaz bitti
Yazı bitti
Kurudu beynimin kanlı burçları
Onda baharken mevsim
Benim üstüme yıkılır
Bu ayrılık surları




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!