Sen öyle bakınca
Adım sarhoşa çıkar
Sen yürür gidersin
Ben ise kaçtı derim
Gözlerim varya hani
Ardından yalnızca bakar
-Mahşer uğultusu tıpkı içimin sesi
Ayraçları bir belli olmayan tarifim
Hani kimliğim de yok yerim onun ülkesi
İçinde kalbinin kaçak bir mülteciyim
Mahşer uğultusu tıpkı içimin sesi
Müsterih bakışları hünkar boğarcasına
Ben elinden zamanı yırtan çınar olurken
Suda boğulmayanlar külde yanarcasına
Nergiz özünden olur ve sen benden giderken
Irmaklar ovalara ne haberler taşıyor
Renkler verip sünbülüm bu baharda yerinden
Baş üstüne ölümüm gelecekse elinden
Bu bahar ölmek için ne de güzel bir bahar
Kıymeti yoktur hiçin sen varken kul ne arar
Yüzünde nasıl büyük keramettir gözlerin
Şaşırtır medyumları kahretmeyen tesirin
İnce bir haykırıştır esen bu uzaklardan
Anlam vermez rüzgara konuşmaz onla nadan
Ne çarpıp geldiğini bilir yarin terine
Ne de bu çarpar onun gönlünün tellerine
Suya düşen yüzünü alır gelir yanına
Yağmur olur da gökte düşer yanaklarına
Adresini bulmayan bakışların var senin
O adreste duransa yine kendi gözlerin
Peşinde olduğum gün ardın mayın tarlası
Halbuki daha beter yokluğunun ağrısı
Tut sımsıkı boğazla elinde kalsın kalbim
Canım ellerindeyken yeniden dirilirim
Başımda bir bela var içimde kıyametim
Mahşeri meydanların künhü ayak seslerim
Ben yürürüm o yürür ben dururum o durur
Ve hüzün geceyi en zayıf anında vurur
Severken öldürmeler var mı tarihten gelen
Züleyha'yı bilirim o da sevmediğimden
Ayrılığın rengi de varmış gülüm
Bunu sen benden gidince anladım
Şimdi odamızda serpilmiş külüm
Yokluğun ateşten beter anladım
Kıyametim oldu gittiğin günüm
Kapanır kapı diye mi gelmezsin
Suretin düştüğünde aklıma su içerim
Suretinde yeşerir çünkü tüm hayallerim
Suretin ay mehtaba küstüğünden beridir
Aşıkların sevdalı bakışında belirir
Çoban aldatan yıldız başka dünyaya komşu
Kaybın izleri yitik olmamışı olmuşu
Firar eder kuşlarım
Senin gökyüzüne kaçar
Gökyüzünde uçarlar
Hem kime sığınacağım
Bende onlar gibi
Sınır ihlal ederim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!