Bütün dostları denedim sıradan
Hepiside çekildiler aradan
Yalnız bana tek dost kaldı yaradan
İkinci dost oldu bir garip ana.
Oturup gülüp seyre bakarlar
Dul bayanın torbası var heyi var
Bir şeyi kalmamış daha neyi var
Tahrip olmuş ne arısı beyi var
Balın ayı yemiş peteğe benzer.
Yıpranmış eskimiş sanma ha yeni
Be kaşları yaylı kirpiği oklu
Merhametin yok mu belası çoklu
Kundura giymişsin çivi topuklu
Her adım atışın yareme basar.
Anmak istemedim hayale geldin
Bende bu yalan dünyada
Boş geldim doldum giderim
Dertle çile kederleri
Topladım aldım giderim.
Ham ahlata benzer idim
Kadir Mevla’m neler vermiş kullara
Her saat bürünür türlü hallara
Bilezik doldursam beyaz kollara
Çok yakışır yare düşman patlatır.
Ak göğüs üstünde turunç bitirir
Sen beni anlaman için bir zaman
Benimle beraber kalman gerekir
Bana destur veren o yüce pirim
Arayıp sabredip bulman gerekir.
Tutsak ettin beni aşkın ağına
Ben o yare attım gönül taşını
Göğsünün üstüne koydum başımı
Yüzüme damlattı gözü yaşını
Teselli edecek söz bulamadım.
Seni nasıl bu gönül unutacak
Garip bir hüzündür düştü içime
Gündüz hayalime gece düşüme
Kapılmış giderim bir yar peşine
O kaçarda kovalarım ardından.
Ben bu aşkın zincirini kırardım
Dertler yan yana dizilmiş sıraya
Bal tuz bassam içimdeki yaraya
Aşılmaz engeller girmiş araya
Seni almak hayal düş gelir bana.
Güzelliğin geçer bu dünya malı
İhanete güvenilmez
Namerdin aşı yenilmez
Her insana mert denilmez
Eğer durmazsa sözünde.
Görünce değer vermeyin
beğendiğim en usta şairlerden Ferhat Akın benim için şiir denince vazgeçilmez