Uzun zaman yollarından,
Gel de öyle git canım.
Bir huzur ki kollarından,
Ver de öyle git canım.
Elime yıpranmış resmi alınca,
Eski anılara dokunur içim.
Mazi sayfasında seni bulunca,
Bir kitap misali okunur içim.
Lokman Hekim çare olmaz derdime,
Baykuşlar konuyor gönül yurduma,
Vefasız yılları atıp ardıma,
Belki de sonunda sana gelirim.
“Şen olasın” diye adına
Türküler yakılan şehir
Mazlumların çığlığına,
Sadece bakılan şehir.
Dün Gazze’de Kudüs’te yandım,
Zulüm kapıma dayandı
Dumanlı vehimler sardı beynimi
Yağan yağmur değil, doludur dolu.
Acımadan vurur, büker boynumu,
Esen, korkuların yelidir yeli.
Yüreğim yanıyor, söndüren var mı,
Ya Rab! Bize sabır ver,
Şu mübarek gecelerde...
Kan ağlıyor gökler ve yer,
Şu mübarek gecelerde...
Arşa kalkan ellerimizi,
Hercai menekşeyi, dağ güllerini,
Sana bırakıp geldim, kokla sevgili.
Kaldırma üstünden pak ellerini,
Seherlerde kalbini yokla sevgili.
Zulmet diyarındaki çocuk
sen hey!
dolunaylı gecelerde
yatağında olmalıydın,
annenin ninnisiyle
göz yumup uyumalıydın.
Ben seni gözlerinin rengiyle sevdim,
Attım içime, bahar yüzlü bakışlarını.
Talyam, sol yanımda açan çiçek,
Seninle sevdim ömrümün yokuşlarını.
Sen beklenen günüm, bitmeyen dünümsün,
Kaç gün oldu senden haber gelmiyor,
Neredesin, unuttun mu sen beni?
Vehimlerim bana rahat vermiyor,
Neredesin, unuttun mu sen beni?
Dertlerimi derdin bilir sarardın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!