SARI SARDUNYALAR MEVSİMİ
Sarı Sardunyalar mevsimindeyim bu ara
Misk ve ıtır kokuları salınarak geziyor sokaklarımda,
Milyon yanılgı, dağlar kadar yıkım, buzlar kadar soğuk sancılar tepiniyor göğüs kafesimin üzerinde.
Yılgın adımlarla yürüyen kadınların
Topuk sesleri yankılanıyor kulağımda.
Bu sensiz geçen üçüncü mevsim sevgilim!
SEVDİĞİM
İçinden geçip bittiğim ama bitiremediğim, gidemediğim, hüznüne sarılmak istediğim sokaklar gibisin bu gece sevdiğim!
Ne vakit yaban olsam kalemime, ne vakit sızın düşse dideme yağmurlarına koşasım gelir o sokakların aslında.
Bu gece Tahran´ın sokaklarına bir meczup iner,
Dokunur tüm taşlarına kentin...
Tüm hüzünlü şarkıları asar kulağına, gecenin içinde yitip gider...
SON DEMLER
Satırlar ağlarmış d/okunulmadığında
Ve ezgiler yutkuna yutkuna dökermiş kendini ıssız yüreklere …
Ne var ne yok muşum,
A'raf' da durup çirkinlikleri vuran bir ok muşum.
Gönül sofrasında aç,
Beden sofrasında tok muşum...
Kervanlar geçermiş kaburgalarımdan zaman zaman, çatlamış dudaklara mey sunan bir sâki olur muşum...
Miş'liymiş, Muş'luymuşum!
YILLANMIŞ SUSKU
Notaları canıma batan bir enstrüman gibi şimdilerde hayat!
Yıllanmış suskuların külçe gibi ağırlığı kambur ediyor sırtımı.
Omurgası alınmış sakat biri gibi ite kaka yaşıyorum hayatı.
Çocuklara kirletilmemiş, el sürülmemiş, yalan öz değmemiş hikâyeler anlatıyorum…
ZAMAN
Sessizliğin yankılandığı sokaklar, menekşeler ve yalnızlığa gömülmüş kalabalıklar arasında yitti zaman...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!