hasret, sarmaşık dallarını sardı yüreğime
yine ayrılık şarkısı kulaklarımda çınlayan
ben hiç anlayamadım, yalancı sevdalardan
bir yanımda hüzün, diğeri ayrılık...
özlem, büyüttükçe büyüttü dallarını
uzattım ellerimi, kırmak istedim üçbeşini
devler ülkesinde cüce kalmış aşklar
kin, nefret baş köşede
toprağa gömülmüş sevgiler
ölmüş sevdalar...
namus, fazilet ayak altında
şeref hiç uğramamış yurtlarına
bir sonsuzluk çölünde dönüp dururken
acılar içinde boğuluyorken
gözlerim ağlarken gülmeyi öğreten
bir sevdiğim vardı, o, şimdi asker
çöllerde dolaştık mecnun misali
insanlar adem ve havva'dan kalma
sen, yeryüzündeki cennet antalya'm
çocuk bakışları kadar masum
gökyüzü kadar berrak denizlerin
temmuz'da konyaaltı, lara, çaltıcak'ta
tenin yosun kokar buram buram
katran karası gecelerde yalnızlığı seviyorum sanma
odama çekilip hırçırıklara boğulmak istemiyorum
gece yokluğunun bir yarısı
hoşlanmıyorum sessizlikten,
dört duvarla uzun uzun sohbetlerden
biri görse deli diyecek biliyorum
en sevdiği yemekleri yap
mehmet geliyor ana
daha var sanıyorduk
tezkeresini almaya
geliyormuş işte...
hem de üzerinde
ben aşka küstüm anne
bahar gelecek dedi benimle kışta
çiçek açacak dedi, dağda taşta
için içine sığmayacak demişti ömür boyunca
sözü yalan çıktı, inancımı yıktı
ben aşka küstüm, inanmam anne...
içimde sessiz çığlıklar
ağıtlar yakılmış bir vefasıza
değer mi gönül, gözyaşlarına? ...
sevdalar değersiz, aşklar biçare...
sen sevdanı büyük yaşarsın
bilirim, uğruna canlar adarsın
Sana kırgınım akdeniz,
antalya küstü sana...
kıyılarında başka aşıklar sevişmiş,
yakamozlarında mahcubiyetinden izler
getirmesin yosun kokunu rüzgar
seni affetmem, bağışlamam
hayat, sahip cikilmadigi taktirde
yabanci bir el olur
azicik benimsersen
aci tatli ne varsa, yalniz senin olur...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!