kaç zaman geçti
kaç mevsim kaç bahar...
kaç çağlar bitti
yenileri başladı
kaç fırtınalar atlattım
kaç kasırga, kaç volkan
zehirli sarmaşıklar sarmış sevdamı
ne yana baksam, çıkmazlardayım
ayrık otları kaplamış gönül bağımı
kurtulmaya çalıştıkça, yok oluyorum
küflenmiş, pas tutmuş şimdiki aşklar
yaşanmış, yazılmış tüm saf sevdalar
biz yolcuyuz, unutuyorsun
burnundan kıl aldırmıyorsun
bugün en yüksekten bakıyorsun ama
her tepeye çıkışın bir inişi var...
bulunduğun makam gelip geçici
yosun kokulu göğsünde uyanmak var sabaha
dalga dalga saçlarını okşamak,
öpmeli dudakların kıyılarımı
sen akdeniz olmalısın, ben antalya sevgili
sen hırçınlaşmalısın zaman zaman
ben sessiz sakin hallerini beklemeliyim sabırla
karanlıktayım, yalnızım
baykuşlar ötüşüyor penceremde
bir uğursuz gece
feryat figan ediyor rüzgâr
savuracak, önüne bıraksam kendimi
aç kurtlar ulumakta
güneş gibi yakıcı,
gökyüzü kadar sonsuz...
yıldızlar gibi uzak,
ay kadar parlak...
hayat gibi kısa,
yaşamak kadar gerçek...
birgün sönecekse sevda ateşi
sevme beni ayrılık istemiyorum
bitecekse ömürboyu sandığım sevgi
sevme beni ayrılık istemiyorum
kalbimizde dikenli çiçekler açıp
güneş almış başını gidiyor
gün geceye mahkum
gökyüzü siyaha boyandı baştan sona,
akşam hüzünlü bir çocuk gibi
sokuldu koynuma
ay yıldıza küstü, mehtap denize
ben bulutlar arkasında
güneşi görmek istiyorum,
fırtınada denizin dibini,
kış mevsiminde baharın güzelliğini...
ben sevgimin derinliğince
sevilmek istiyorum...
dudağımda heceydin sen
konuşmadım gitme diye
ömrümde tek geceydin sen
uyumadım bitme diye
düşündükçe özledim hep
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!