Fesleğen kokusundan, aşk umudundan tazece
ve sönmüş yanardağlara umut vericim
Tahta yanıklarından sandığına değmekte
Vakur kıvamında kızaran avuç içim…
Açık kalmış pencerelerim, ve poyraz yaşar duvarlarımda.
Poyraz köyde, unkapıda
Güneşin oğlu bir taksi
Dikiz aynasında tüm yaşanmışlıklara şaşarak
Ve farları çizilmiş, tekerleri patlak
Sarışın bir gelincik gibi yolu ortasında giden ve duran
Ferdayı bulmak buralarda, ezilmiş bir ceviz gibi
Ve ben gibi, biz gibi yaşaması her daim korkunun…
Tütmesi dudaklarında, yaşamın geçilmez köprüsün ve beyaz doktorun…
Mavi bir okyanus gibiyim direkli, bucaksız ve oldukça ıssız
Yalnızlıktan bir kulübe,
Boş arazi çığlıkları
Tümseklerde yaşam vardı,
Az bulutluymuş hava, umrumdamı
Kedi tırmalamış yüzümü, kaldıramlar kir pas
hava olabildiğince soğuk nedir o ağzındaki
Çökmüşsün bir kenara ve buharlısın
Sen soğuk savaş yıllarında, ve herşeyden habersiz
İç cebine gizlendiğin o adamın, sigarasısın…
Peşkeşe varmış karanlık bir odada
Sıra sıra bölük bölük
şarkıların çalması.
Şarkılardan oluk oluk manzaranın
Manzaradan bölük bölük ilhamların akması…
ilhamlardan gecegündüz
Meğer neler yapacakmışım bugün…
Elimde dedemin bir asırlık tüfeği
Ve Asıp kendimi sizlerin elinde dar ağacına
Gebermek gibi,
Meğer neler yapacakmışım bugün..
Önce seni vuracakmışım
Yüzüm,
yüzüne her baktığında
Kalp atışlarım şarkılanır ağzımda...
Hüzünlü,
Yaşamak güzel şey
İçinde sen varsın
Acımak farzdır bana nedense, yanımdasın
Sana öldüm deseler sevdalara kızarsın
Çünkü leyla ile mecnun
Yoktu aşka susuzluk
Hangi çlde deveyim
İnsan içinde yokum
Her yüzde, bedendeyim
Nerde benim nasibim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!