bi zahmet
Son bir alev tütsün küllükte
düzelsin garibin ispanyol paçaları
Ve derin bir arzu-hal belirsin yüzlerinde
Sevda yeniden doğsun hasret söküklerinde…
Bugün benim ilk günüm sanki
Ve çılgınca özlerken havayı, bestelerken nazımları şiirlerin.
Bugün benim ilk günüm sanki
Ceviz ağacında bulunduğum, ve üzerimdeki zarfın okunduğu günüm.
Bugün benim ilk günüm sanki
senin saadetine erebilmenin bahtiyarlığı içimde, şeffat elbiselerim
Bu insanların yüzleridir, toprağa ikiz, ve hürriyete benzeyen…
Bu insanların isimleridir,barış ve kardeşlik,
savaşmak cahillikle
Bu insanların hasretleridir, huzur ve neşe, hür ve özgürce
Ve bu insanların kavgalarıdır ömür boyu yaşamak bu topraklarda kardeşçe…
Çürümüş yeşil bir bucaklığın ortasında ansızın
Kapatmışlar üstüme taşocaklarını, cezaevlerini
Sen bu naçiz gözlerimin ulaşılamaz vakurluğu, ulaşılamaz şıklığı…
Sana dokunamamak ne acı ne acı!
Ve bir ağaç gibi dallarında bulmak edayı ve saflığı
Arkamda akıyordu
Billur al bir şelale
Kaderdi kaçış yoktu
Devirdi yine lale.
Uzun bir yolculuktu
Aradığımız tenha bir iffet köşesiydi
Dar sokaklar soğudu,
Ellerimiz titredi.
Kızışmaya başladı bu kavga gün geçtikçe
Tan yeşerdi arkadaş!
Bu kervan uzaklaşır,
Böyle ağlamak değil
Sana gülmek yakışır.
Kaldır! artık cüsseni, başını eğme sakın
Halka halka gözleri
Bozulmuş bu saatte
Denize bakan sırtı
Süreklenmiş duvarda
Kibrit ki;
Kömürde kül, yerde toprak, etimde kemik bırakır…
Ateş ki;
Gönlümde parça, sokakta yangın, yarada iz bırakır.
O insanlar ki;
Toprakta el izleri, sefalet çürüğü adımları, huzur sancakları
İçlerine sinmiş keder sıcakları, göğüs sancıları,
bir yudum suda boğulan solukları, siyadük ağrıları
Ve gürgen dallarına benzeyen sohbetleri var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!