Kültürün başkenti kültürsüz kalmış
Dalında laleler sararmış solmuş
Canım İstanbulum sana ne olmuş?
Fatih Sultan ağlar halini görse
Eski saltanatlar kalmamış serde
Sema nı kaplamış kapkara perde
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kutluyorum ablacığım, ellerine sağlık. İstanbulu'u yeniden fethetmek gerek demekki.
Saygı ve selamlarımla.
İstanbul Yeniden Fethedilmeli
Akşemseddin ile bir Fatih çıkıp,
İstanbul yeniden fethedilmeli.
Beş yüz elli üç yıl önceye bakıp,
İstanbul yeniden fethedilmeli.
Tarihimiz teker teker yandı bak,
Minarede ışıkları söndü bak,
Ayasofya kiliseye döndü bak,
İstanbul yeniden fethedilmeli.
Caddelerde Müslüman’dan iz yoktur,
Ağızlarda Türkçe bir tek söz yoktur,
Müziğinde kanun, ud ve saz yoktur,
İstanbul yeniden fethedilmeli.
Ayyaşa kalırken hanlar, camiler,
Kiliseyi kurtarıyor hamiler.
Unutuldu Nef’i, Nedim, Bakiler,
İstanbul yeniden fethedilmeli.
Haçlı durur o papazın ardında,
Bartelomos ekümenik derdinde.
Türkler garip kaldı kendi yurdunda,
İstanbul yeniden fethedilmeli.
İhanet çetesi güç burda gardaş
Dönmesi, zübbesi, piç burda gardaş
Her türlü melanet, suç burda gardaş
İstanbul yeniden fethedilmeli.
Şahin Yılmaz.
gelelim 2. yoruma
antoloji farklı amaçlarla girilse de aslında bir kültür sitesi. arada kültürsüzler de girebiliyor tabi :-))
şimdi anlayamadığım bir şey var taaa üye olduğum 2005 ten bu yana...şiir yazmak herkese serbest isteyen herkes bir şeyler yazar.güzel veya çirkin hece ya da serbest makale ya da hikaye hiç fark etmez .önemli olan duygudur.kimsenin duygusu '' 1 '' verilecek kadar kötü olamaz. dediğim gibi her şiir güzel olacak diye bir kaide yok.ama hiçbir şiir de ''1'' verilmeyi hak etmez. beğenmediysen 5 ver yani taban 5 olabilir eğer gerçekten yazan kişiyi uyarmak için ise bu da tabii... bu nasıl bir kişiliktir ki ''1'' verince rahatlıyor :-)) şair olamaz diyorum. çünkü şair nefretini şiirinde yaşar.tıpkı aşkı gibi tıpkı özlemi gibi tıpkı hayalleri gibi tıpkı tıpkı....olayları kişisel hale getirmek çocukluktan başka bir şey değil diyorum. elbetteki bu puanlama tablosu bizler kullanalım diye ama lütfen şairi incitmek yaralamak isterken bu şiiri okuyanlara saygısızlık yapmayalım. kişisel ne problem varsa er meydanında paylaşılsın açık açık konuşulsun.şiirle değil şairiyle ama…
bilmiyorum bu yorumumu kaç kişi okuyacak ama arkadaşlar bakın burası ne aşıkların birbirine laf yollayabileceği ne insanların aşağılanacağı ne zamparalık yapılacak ne gönül eğlendirilecek ne de şahsi menfaatler uğruna mesaj kalabalığı yapılacak bir yer değil ama olmaya başladı .artık buna dur diyelim mi….hepinize sevgi ve saygılarımla filiz kayan / MAVERA
Bu şiire 2 yorum yazacağım.
En sevdiklerimin başında İstanbul .. Ve hep yaşamak istediğim bir zaman Fatih Devri...Okuyunca ahh çekmemek mümkün değil.Nereden nereye getirmişiz İstanbul'u elbirliği ile .Yazıklar olsun bu iş te emeği geçen herkese... bize....
Şu dünyada çeşit çeşit hile var,
Gariplere her devirde çile var,
Sokak ortasında bali içen var,
Ağlar Fatih Sultan bu hali görse.
Bu olumsuz tarafları sizler zaten biliyor yaşıyorsunuz.Bu durumlar tüm kentlerizde var büyük küçük hemen hemen.Gençlik batının avrupanın etkisiyle dejenere oluyor maalesef.
Bilmiyorlarki İstanbul hala batının gözünde tekrar bizim olsa diye bakıp duruyorlar.Heleki o patrikhane heleki bartolemos başpiskokos bilmem ne kos.İstanbulun kalabalığı içinde keşmekeşler trafik gibi.Neyse İstanbulluya Allah yardım etsin diyorum üzülerek bu durumlara.Fakat yinede göz ağrımız yinede güzel güzel görmek istiyoruz İstanbulu.Yine ona şiirler yazılıyor vede yazılacakta.
Yüreğine gönlüne sağlık Sevilay kardeşim.
Allaha emanet olunuz saygılarımla ümüt güngör
Fethinle kapandı karanlık çağlar
Hazanda gül açtı sümbüllü bağlar
Baş eğdi önünde dumanlı dağlar
Fatih Sultan ağlar halini görse
EVET ŞİMDİKİ AHVALE FATİH SULTAN DA AĞLAR ÜSTADEM.TEBRİK VE SAYGI İLE
'Canım İstanbulum sana ne olmuş? '
Keşke şairler dışındakilerde sorsalar!
Duyarlılığınızı kutlarım.
Şiir akıcı kaliteli.
Keşke saygısızları kaale almayarak cezalandırsaydınız.Sevgiler...
Yapma Sevilay,
Her taraf lale dolu. lale devrini yaşıyoruz İstanbulda görmüyor musun?
her yıl 5 milyon dolarlık lale soğanı alıyoruz Hollanda'dan..
Şaka bir yana. Kutluyorum.
Selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Haklı ve yerinde tespitler. Kutlarım.
İnanmazsın artık torunlarına
İhanet içinde yarınlarına
Tek düşünce sade karınlarına
Fatih Sultan ağlar halini görse
Kültürün başkenti kültürsüz kalmış
Dalında laleler sararmış solmuş
Canım İstanbulum sana ne olmuş?
Fatih Sultan ağlar halini görse
Eski saltanatlar kalmamış serde
Gökyüzünü kaplamış kapkara perde
Nerde bahçelerin bağların nerde
Fatih Sultan ağlar halini görse
Aşiyanda susmuş öten kuşların
Gözü yaşlı bakar şanlı burçların
Çilen hiç bitmiyor çokmuş suçların
Fatih Sultan ağlar halini görse
Kaldırımın bozuk düzenin bozuk
Dürüstlük kalmamış mizanın bozuk
Baharların bozuk hazanın bozuk
Fatih Sultan ağlar halini görse
Nazlı yedi tepen insan selinde
Münir Nurettinler sızlar telinde
Dinlemez olmuş bak Orhan Velin de
Fatih Sultan ağlar halini görse
Eskiyle anılır oldun vefa da
Mutluluk kalmadı artık sefa da
Her bir metre karen cevr ü cefada
Fatih Sultan ağlar halini görse
Canla kanla alınmış bir Vatansın
Seni bu hallere koyan utansın
Sen atan damarım canımda cansın
Fatih Sultan ağlar halini görse
Sevilay Şahbaz
Nazlı yedi tepen insan selinde
Münir Nurettinler sızlar telinde
Dinlemez olmuş bak Orhan Velin de
Fatih Sultan ağlar halini görse..'
-sevgili şairimiz içli, sezgin dizelerle istanbulumuzun son resmini çok güzel bir şekilde çizerek, yerinde serzenişlerle ihtimamı davet eden, lirikl hoş bir şiir..
-şairimiziz selamlıyorum saygı ile...
Hesapsız göçün güzelim İstanbul'u getirdiği yer gözler önüne serilmiş. Tebrikler Sevilay Hanım.
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta