Kırık Sazın Türküsü
Yıkık bir evin duvarında asılı kaldı sesin
Bir mendil gibi dalgalanıyor rüzgârda adın
Toprak çatlamış, yağmur bekliyor
Ben bekliyorum seni, bir ağıt gibi içimde
Maskeleri; Din, iman
Hayatları; vurgun, talan
Yedikleri haram
Söyledikleri yalan
Lafa geldi mi müslüman
Yersen
Kırk Haramilerin
Dertleri; ne Vatan, ne Millet,
Ne Din, ne de Dava
Tek bildikleri; Para, uçkur,
Çalma, çökme, yağma,
Bir de zevkü sefa...
Allah ile aldattılar, Din ile avuttular
Haramı helal saydılar, harami oldular
Çaldılar, çırptılar; kamuyu, hazineyi soydular
Halkı yoksul, kendilerini zengin yaptılar
Kırk Haramiler, kırk Haramiler
Memleket kırılıyor;
Yoksulluktan, fakirlikten
Haramiler semiriyor;
Kul hakkı, kamu malı yemekten
Han-ı yağma, haram, talan
Kirli düzen, bozuk Devran…
Toprak yağmura kavuşmadan önce
Hani bir rüzgar esermiş ya;
Aynen öyle...
Deli bir rüzgar gibi esip geçiyorsun yüreğimden
Tüm dallarımı kırıp geçiriyorsun kökünden
Sonra tatlı bir yağmur gibi yağıp
KIR ZİNCİRLERİNİ...
Önce kanadımızı kırk yerinden kırdılar,
Sonra uç uçabilirsen dediler.
Kolumuza zincir, ayaklarımıza prangalar vurdular;
Koş koşabilirsen dediler.
Asıl yoksulluk ve acizlik; hakkını savunmamak, verilene razı olmak, senden çalanlara ses çıkarmamandır.
Esaret; sefalet ve felaket getirir.
Cesaret ise; sefaleti, felaketi bitirir.
Özgürlük getirir...
Onların kaybedecek "herşeyi" varken; Senin zincirlerinden başka kaybedecek, neyin var?
Kır zincirlerini!
Eşkiyalar pusu kurmuş, halkın yoluna
Kırk haramiler haraç keser, köşe başlarında
Emeğini, hakkını yerler; haramzadeler sorfasında
Yağmaladılar yurdumu, ne elde kaldı ne avuçta?
Yıllardır; uyuttular, uyuşturdular din afyonuyla
Kene gibi kanını emerler Türk’ün
Kar mı yağdı başına?
Bu aklar yoksa başka mı?
Sende benim gibi,
Üşüyormusun yoksa?
Fatih Mehmet Yiğit
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!