Aşk ; dar ağacı, yâr zülfü ip
Aşk ne garîp..
Aşk için asılmayan, muzdarip
Aşk ne garîp..
Aşk; hem elem, hem deva hem tabip
Aşk ne garîp..
Arzu halimi arz edeyim
Izdırap doldum baştan başa
Deli başımı gürz edeyim
Vurayım beni taştan taşa..
Yar; taş kalbine sürsün beni
Kaç bin yıldır her gün yakmışlar güneşi
Ya bir sabah; “ söndüm..! artık, yanmam” derse?
Dönmekten döndüyse dünyanın başı
“ Başım çok dönüyor, artık dönmem” derse?
Karanlık sokaklar,yanımda yokluğun
Varlığından bir yol buldum yürüyorum
Ayrılıkmış meğer verdiğin buyruğun
Vuslatın ipiyle hasret örüyorum…
Hasretin iniyor gökten perde perde
Bir söz söyle, ne varsa olsun hayata dair
Bir tek kelime ölüm, başka söz var mı şair?
Ruhuma sinen karanlık
Gözlerimde saklıdır.
Zülme göz yumduysam bir anlık
Zalim öldürmekte haklıdır.
Seslenme sakın geleceğe
Geçmiş-gelecek yasaklıdır.
Seni öğretmeyen bilimden,
Seni tanıtmayan alimden,
Sana yöneltmeyen ilimden,
Seni söylemeyen dilimden,
Nefis denen şerli zalimden,
Ben, ben diyen bencil halimden,
Soramadan niçin, neden
Söndürürler ışıkları..
Kara toprak, ruhsuz beden
Kavuşturun aşıkları..
Başladığı yerde, zamansızlığın
Yitirmişsindir tüm sevinişleri..
Ruhunun çöktüğü an, cansızlığın
Devrilircesine in, inişleri…
Kenetlendi artık; dün, bugün, yarın
Beşiklerde sallanırsın, ölünce beşik olursun
Ölümün yüzünü görme, görürsen âşık olursun
Mübtezelin önde gidenidir.. Yazmış olduğu şiirlerin tamamı ya alıntı yada çalıntıdır..:o)