I-
yaslandığın duvar su içmişse karanlıktan
üzerinde siyah bir iz bırakması muhtemeldir
ve inanç serapla gelen berrak sudur çoğu zaman
kirlerinden arınmak için suretine girmek gerekir
Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Devamını Oku
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
sonra kişinin bilgi birikimi veya açık pencereleri..rüzgarları..şiirlerinde saklıdır..burada bir şeyler..inanın ki..iğreti ve itici duruyor..ne zaman; ..karşılıklı bire-bir yetenek hırslarının..bilgi birikimlerinin..kimde daha fazla olduğu değildir..derdimiz..bilgi ve çare nerde ise koşarız..sizde ise..uçarız..ama tevazu nerde kaldı..kanatlardan..geçilmiyor bir sayfadan bir sayfaya..neler oluyor..sevgili şairler..tartışmak evet..ama aşağılamak..asla
O benim yorumum... Kişiye göre değişebilir. Herkes, bilinç düzeyime göre algılar. Kabiliyetine göre... Süngerse emer, kayaysa akıtır üzerinden.
Siz de yorumunuzu yazın. Belki siz isabetlisini bulursunuz.
Onur Hanım, yazdığımda makineli tüfek gibi sürekli yazıp durduğum için söylenenleri üstüme alındığımın fazla olduğu sıkça görülüyor. Bu ezanla ilgili ve bana ise:
Ezan burada çok güzel bir benzetme. Benim söylemek istediğim, bu tarz bir şiirde ezana işaret ederek sadece kötü okunan ezanların kastedilmesiyle kalınmadığı idi. Evet, ezanı çok kolay bir şekilde çağrıştırıyor. Ama ezan arkasında asıl çıkışma tebligata yapılıyor. Bunu söylemek istemiştim.
..bir konuda sanıyorum anlaşabilicez..kimsenin kimseye yorum yapma açıklama veya hadi açıkla..kabiliyetinizi görelim..demek bana göre talihsiz sözlerdir..bunu asla kastetmedim..kendi düşüncemi sevgili okurlarla paylaştım..şuna inanıyorum..şiirlerin bir büyüsü vardır..o orda bunu demek istemiştir..dediğimiz vakit..şiir okuyanları biraz üzmez mi..nasıl yani ben böyle anlamıştım..allahh allahhh..ben ne cahilim..derdim budur..sevgili Selçuk'ta beni yanlış anlamış..bir şiirin tek açıklaması var ise..bildik şiirler gibi..ee bana göre şiir değildir..kendine göre olabilir..geçen gün basbas bağırıyordun Sevgili Selçuk..şiirlerimiz yerde sürünüyor diye..nedden acaba..bana göre bu sebepledir..yüzeysel ve tek yönlü şiirler..suyunu tam olarak içememiş içirilmemiş şiirler
Bir yola gireceksin, aşk için bir şeylerden fedakarlık edeceksin. Birini rehber edinmişsin, yolda görürsen ki gölgesi bile adamı takip etmiyor, fiilleriyle yalanlıyor kendini takip ettiğin, ya sorgulamadan nasipsizce gider peşinden onun gibi olursun veya o zamana kadar bütün yaptıkların seni daha da hasta eder, daha hasta ayrılırsın yanından. Bu sana öyle büyük bir zarar verir ki döner diğer bütün doğrularını da sorgulamaya başlarsın.
Mehmet Bey haklı ise (Ve henüz tanrının da ipini çekmemişseniz) bütün aracıları yok saymaya kadar götürebilirsiniz işi.
Şiirin sonundaki açmaz budur.
Bütün aracılar gitti ve başbaşa kaldıysanız şimdi onu en iyi anlayan siz misiniz?
Peki, onu en iyi anlayan siz iseniz onu başkalarına anlatmanız gerekir mi gerekmez mi?
Başkalarına anlatmaya kalkarsanız siz bir aracı olmuş olmaz mısınız?
Bu süreci nasıl kıracaksınız?
İkileminizi aynada tartışır gibi kendi kendinize, kelepçelerimi çözersen sana istediğin bütün cevapları vereceğim diyeceksiniz.
Söyleyip söyleyemeyeceğinizi bilmiyorsunuz oysa...
Bunalım şiiri.
(Ve sadece beni bağlar yorumum)
Onur Hanım,
Sigara içene en acımasız saldırıda bulunanlar hiç sigara içmemişler midir, vaktiyle paketlerce (günde) fosur fosur içenler mi?
Bilâkis bahsettiğiniz husus benim kanaatimi güçlendiren unsurlardan biriydi.
Ayrıca ona kesinlikle ezandan bahsediyor da demeyelim hemen.
Şairin geçmişinde bir tasavvuf yaşantısı olduğunu sanmıyorum. Kesinlikle yok. Olsaydı, ezana türkü deme saygısızlığını yapmaktan kaçınırdı. Müslümanlara da saygısı yok. Egosu çok yüksek. Firavunlaşmaz, İnşallah!
farklı bir şey söylediğimi sanmıyorum..sevgili Selçuk..edebiyatımızdır..topladığımız..yediğimiz..içtiğimiz..her ne kadar eksikleri olsa..da değil mi?
Sadakatin, bağlılığın, teslimiyetin, (kızgın birinin gözüyle ona uşaklığın)
Derler ki bana aşkla gel.
Ama teslimiyette cebir kullanırlar.
(Benden uzaklaşırsan imanın gider ha!)
Meselâ
Not:
Ben tasavvufun gerçek erlerine uşak olurum.
Ahmed Yesevî'nin de söylediği gibi böyle insan kullanmak için posta oturan da çoook fazla ne yazık ki!
Bir ve İki tam olarak böyle bir rabıtayı zayıflatan ve aşağılayan bir sürecin tanımlaması.
Üç, iplerin koptuğu yer. Bazıları onlar gibi mürşid kesilir başımıza, bazıları (benim gibi) geldiğinden beter olur döner diyor bu kapıdan
Dört, ona benzeyen bütün diğerlerini sorgulama
Beş, bütün bu tür öğretileri sorgulama
Altı, kendi (yeni) doğrusunu arayışın başlangıcı
Yedi, onları (ve öğretilerini kendini aklamayla aşağılama)
Sekiz, bu süreçte aslında kendinin de onların yaptığını yapmakta olduğunun (bilerek veya bilmeyerek itirafı)
Dokuz, başa dönüş... (Benim muhayyilemdeki kurguda tam yerini hâlâ bulamayan da bu bölüm)
En başında söylediğim gibi:
Başkası da alıp bambaşka bir yöne çekebilir şiiri elbette.
Müstear şiir dedik.
Fakat şâir henüz (kendi öyle zannetse de) ipleri tamamen koparamamış. (mı?)
Emin değilim.
teker teker cevap vermem mümkün değil...bir şiirin pek çok yorumu olabilir ki..doğru olanda budur...çok boyutlu şiirleri her zaman sevdim....şiiri açıklamak okuyucuya kota koymak demektir...önemli olan şairin vermek istediği ruh hissiyatını gerçek hedefine yollayacak yolun rotasını iyi hesap edebilmesidir..bir şiirin tek açıklaması var ise..bana göre zaten şiir değildir..bugünkü ruh halime fazla bir şey katamadı ve karanlık yüzlü bir şiir..yine bilinen duygular..ideoloji..felsefesi ile irdelenmek istenmiş..ama kocaman bir küflü duvardan öte gidememiş...
Bu şiir ile ilgili 62 tane yorum bulunmakta