Fakirlik (varlıksız olmak) Övüncümdür ...

Nihat Gülle
613

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Fakirlik Övüncümdür..Hadisi şerif
İki türlü fakirlik vardır.Birincisi her kesin bildiği dilenme halidir ki bu övülecek tarafı olmayan maddi bir yoksulluk halidir.Bu nedenle dinimizde zenginlik fakirliğe üstün tutulmuştur.Zengin insan,şayet çevresiyle paylaşıyorsa bu makbul bir zenginliktir aksi taktirde hesabı çok ağır olur ahret aleminde.
Fakirlik iki cihanda yüz karasıdır hadisi bu sözümüzü destekler.
İkinci tür fakirlik ise bu hadiste konu edilen ve kast edilen fakirlik halidir ki;
Burada anlatılan fakirlik hali Allahın zatından gayri herşeyi terk edip,tüm ihtiyaçlarını ona arz etmek,fatihada bahsedilen yalnız ona sığınmak ancak ondan yardım bekleme halidir.Bu hale erişen kişi Allahın zatında kendi zatını yok etmiş,sonradan yaratılmış her şeyden elini umudunu çekmiş kişidir.
'Ben semaya arza yani yere göğe sığmam ancak mümin kulumun kalbine sığarım' hadisi kutsisinde bahsedilen manaya ermiş kişi gerçek fakr haline erişmiş kimselerdir.
Yüce Allahın semaya ve arza sığmayıp mümin kulun kalbine sığması akla hayale muhal bir iş olarak görülebilir.Burada zikredilen mana aklını ruhunu tüm varlığını sonsuzluğa açan ve tam bir fena halini bulanlara has bir manadır.Ancak bu sır ehline açılır ve ehline malumdur.Fakat bu makam ayakların kaydığı bir makamdır.Mesela Hallacı Mansur bu makamda Enel Hak diyerek sırrı faş etmiş,daha sonra bu uğurda başını vermiştir.Aslında Hak benden tecelli ediyor demek olan bu sözün aslını insanlara izah edememiş,mutlak fena halini yaşadığı anda ağzından çıkan söze ayık olduğu halde bu sözü ben söylemedim Allah söyledi,kim söylediyse sözünden geri dönsün diyerek sahiplenince bizzat kendi şeyhi İmam Şibli hz.leri tarafından hem şeriaten hem de hakikaten öldürülmesi caizdir şeklindeki fetva karşısında ölüme mahkum edilmiştir.Bu konuya başka bir yazımızda değineceğiz konu hem uzun hem de zor anlaşılır olduğundan burada bu kadar bilgi vermekle iktifa edelim ki Allah kuldan ben Allahım da der ama kul buna sahip çıkamaz.manevi sarhoşluk tam fena halindeki kul o anda Rabbinin hükümranlığı altındadır ve söylediğinden mesul tutulamaz.Şunu belirtmek gerekir ki aynı hataya düşen bir çok kişi idam edilmekten kurtulamamıştır.Bu sözü Allah söyledi dese niceleri ölümden öldürülmekten kurtulabilirdi.Beyazıd i Bestami hz.leri ise işin bilincinde ve vehametini idrak etmiş biri olarak ben o sözü söylediğimde beni öldürün demiş,bir kez daha aynı hal zuhur ettiğinde' sübhanım şanım ne yücedir.'sözü zuhur ettiğinde kılıçlarıyla darbe üzerine darbe indiren müritleri şeyhlerinden bir damla kan dahi gelmediğine şahit olunca bunun manevi bir zevk ve hal olduğunu anlamakta gecikmemişlerdir.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta