Sırtımda taşıdığım kamburumsun
Gökten yağan yağmurumsun
Islatırda kurutmazsın
Bre hey yoksulluk
Aşıma karışır yedirmezsin
Hor görme kul olan insanları
Aynaya bak da kendine bir tanı
Yıkıp viran ettin işte dünyamı
Hümanist olmayan ana zebani
Sevgi yok yüzünde de sözünde de
Dalların barışın simgesi
Meyvelerin yarin gözleri
Kutsal kitapta anlatılan
Dedemden kalan tek ağaçsın
AŞİYAN
Dün akşam demhanedeydik
Parlattık şöyle bir zihinleri
Ne pas kaldı ne yorgunluk
Hepimiz birer polat olduk
ÇAM AĞACI VE SEN
Çamların reçine kokuları,
Uzanırken gök yüzüne.
Filiz vermez ya gövdesi,
Kozalaklar dolusu tohum
Düşer toprağa.
DAYAN BE KOCA YÜREK
Geçti yıllar yel gibi
Sen onların sahibi
Yarınların katibi
Dayan be koca yürek
DERTLEŞME
Göğsüme girmiş dertlerin perisi,
Çıkmaz orası en elverişlisi.
Ben ölürüm yaşar orada hepsi,
Size korunak göğsümün kafesi.
HARMAN YERİ
Hafif esintileri severdim.
Yabanın ucundaki,
Buğdaylardan samanı ayırırdı.
Buğday bize kalır,
MEVSİM SONBAHAR
Toprak ağır yorganlar gibi havalanacak.
Gök acem halıları gibi tokmaklanacak.
Yapraklar inceldiği yerden birer ikişer kopacak.
Birinin sevinçle başladığı yerde ,diğeri buruk bitiyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!